Moderatörlüğünü Zeynep Altıok Akatlı’nın yaptığı panel-forum Murat Yüksel’in yönetmenliğini yaptığı “Jeotermal Yetti Gari” başlıklı belgesel ile başladı. Katılımın yoğun olduğu panelde Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Elektrik Mühendisi Cevat Uçman, Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, Elektrik Mühendisi Tayfun Öngüner, Salihli Çevre Derneği Başkanı Avukat Seçil Ege konuşmacı olarak yer aldılar. Panele sivil toplum temsilcileri, çevre örgütleri ve çok sayıda çevreci büyük ilgi gösterdi. Panelin en önemli konukları ise Aydın Merkez ilçe Efeler’den gelen jeotermal yüzünden tarım alanlarını kaybeden ve üretim yapamayan Kızılcaköy’lülerdi.
“YAŞAMI CİDDİYE ALMAK ZORUNDAYIZ”
İBB Başkanı Tunç Soyer, “Doğa hastaysa biz de hastayız, iyiyse biz de iyiyiz. Bizim dışarıdaki ağaçtan bir farkımız yok çünkü doğanın bir parçasıyız. Doğanın bu şekilde tahrip edilmesine, istendiği gibi kullanılacağı düşüncesine tepki vermek zorundayız. Bugün Jeotermal başlığı altında, yarın taş ocaklarında, evvelsi gün İstanbul’da kanalda hep aynı konunun tarafındayız. Çünkü yaşamı ciddiye almak zorundayız” dedi.
“YANLARINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Efeler’de JES’lerin yarattığı etkinin bilindiğinden çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkarttığını ifade eden Efeler Belediye Başkanı M. Fatih Atay, “Kızılcaköy’lü kardeşlerime sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Önceden de söz vermiştim, şimdi de yineliyorum; bu yanlış jeotermallerden kurtulana kadar yanlarında olmaya devam edeceğim. Biz Efeler’de çevre kirliliğine ve doğanın tahribatına dikkat çekmek amacıyla ‘Çevre Film Günleri’ düzenledik. Dünyanın birçok yerinden yönetmenlerimiz geldi. Çalışmalarının ardından zararın ne boyutta olduğunu görünce hayrete kapıldılar. Efeler’de durum o kadar kötü ki, vatandaşlarımız yaşamları boyunca gelir elde ettikleri topraklarını kaybediyorlar” dedi.
Atay sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Zararlı olan bütün jeotermallerin karşısındayız. Bu direniş biterse ve yenilirsek öleceğiz. Zeytinlikler ve incir ağaçları jeotermaller gelene kadar sağlıklıydı. Sonrasında doğanın sağlığı bozulduysa, sahip çıkmak için direnmek zorundayız. Enerjiyi her yerde üretebilirsiniz ama inciri her yerde yetiştiremezsiniz. Doğaya salınan gazların içerisinde en zehirlisi hidrojen sülfür. Belediye meclis kararıyla ölçüm cihaz aldık. Bu cihaz ile ölçüm yapacağız ve halkımız yaşamlarının bu gazlardan dolayı ne kadar etkilendiğini öğrenecek. Birkaç hafta içerisinde de vatandaşlarımız bu bilgiye erişebilecekler.”