Uzun yıllardır tartışılan Ayasofya Müzesi’nin tekrar camiye dönüştürülmesi ve ibadete açılması konusu, son günlerde tekrar gündemin merkezine yerleşti. Birkaç yıldır Doğu Akdeniz meselesi üzerinden Yunanistan ile karşı karşıya gelinmesi ve Yunanistan’daki Tük Mimarisi eserleri camilerin kiliseye veya müzeye çevrilmesi, Ayasofya Müzesinin yeniden ibadete açılması tartışmalarının fitilini ateşledi. MHP Aydın İl Başkanı Haluk Alıcık da Ayasofya Müzesi’nin yeniden ibadete açılması gerektiğini ifade eden isimlerden biri oldu.
Başkan Alıcık yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Ayasofya fethedilmiştir. Ayasofya Camisi kılıç hakkıdır. Ayasofya'yı fetheden kahraman Hünkâr bir Türk’tür, yiğit askerler Türk Milletinin kudretidir. Büyük Türk Hünkârımız Fatih Sultan Mehmet Han ve kahraman neferlerinin Ayasofya’da kıldıkları ilk Cuma Namazına müteakip camiye dönüştürülen Ayasofya Camisi meselesi; doğru tarih disiplini içinde, fethin şahit ve şehitlerinin ruhu incitilmeden inşallah güçlü Cumhur İttifakı konuyu en kısa sürede çözecektir. Ayasofya Cami’nde okunan Fetih Suresi bunun güçlü işaretidir. Elbette ve herhalde, her milli meselede olduğu gibi anında rahatsızlanan iç ve dış odaklar, gizli Bizans lobisinin, batı hayranı yerli işbirlikçileri bir kez daha mevzi alarak nifak seferberliği başlatmışlardır. Gayretleri nihayetsizdir, boşunadır.
Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendinin "Ayasofya'da Kur'an da okunur, namaz da kılınır. Buna ancak ve ancak aziz milletimiz karar verir" sözü ve MHP Genel Başkanı Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli beyefendinin "Türkiye Cumhuriyeti’nin egemen sınırları içinde neyin, nasıl ve hangi maksatla kullanılacağına karar verecek yüksek mercii bellidir, buda büyük Türk milletidir." sözleri Cumhur İttifakı’nın kararlılığının ifadesidir.
“Müzeden cami, camiden de müze olmayacaktır”
Konunun çözümü sürecinde, bitmeyen kafa karışıklıkları, kesilmeyen spekülasyonlar, eksilmeyen ve eskimeyen mesnetli-mesnetsiz iddialar, derinleşen fikir ve görüş ayrılıkları ortaya çıkması belki anlaşılabilir bir durumdur. Lakin sorumsuz ve şuursuz bazı sözde akademisyen, müşkülpesent uzman yorumcular Fatih Sultan Mehmet Han ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü münasebetsizce mukayese yanlışına düşmüşlerdir. Fatih’in yaptığını Atatürk tarafından yıkıldığı iması veya ifadesi hain bir uydurma, rezil bir yalandır. Sözün kısası; müzeden cami, camiden de müze olamayacaktır.
“Tasarruf hakkı Türkiye’ye aittir”
MHP Genel Başkanı Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli beyefendi "2 Temmuz 2020’de Danıştay 10.Dairesi’nin açıklayacağı karar ne olursa olsun, aziz milletimiz Ayasofya’yı kutlu fethimizin simgesi, minber ve mihrabından, duvarlarından çınlayan tekbir seslerine kadar tertemiz alınların secdeye geleceği bir cami olarak görmektedir. Ayasofya Camisi’nin tasarruf hakkı sadece Türkiye’ye aittir. Başka mihrak ve ülkelere yalnızca halt yemek düşecektir.
“Yunanistan’ın ve bu ülke çizgisinde siyaset yapan CHP’nin karalama kampanyası bayağı ve beyhude bir çırpınıştır." sözleri ile, camiamızın ve Türk Milletinizin Ayasofya konusundaki kararlığını dile getirmiştir.”
“Camilerin kundaklanmasına sessiz kaldılar”
“Ayasofya’nın ibadete açılmasını kompleks diye değerlendiren, Ayasofya Camisi’ne karşı çıkıp müze olarak kalmasını telaş ve tertiple arzu edenlere, geçtiğimiz günlerde Dimetoka’da, UNESCO’nun kültürel miras listesinde yer alan Çelebi Mehmet Bey Cami’nin kundaklanmasına sessiz kalmalarını hatırlatmak isterim. İspanya’da Endülüs döneminde yapılan ve on yılda tamamlanan Kurtuba Camisi’nin, Macaristan’da Toygun Paşa ve Mustafa Paşa Cami’lerinin kilise yapılmasına ses çıkarmayan diller, Yunanistan’daki Hamza Bey Camisi’nin, Üç Şehitler Camisi’nin, Alaca İmaret Camisi’nin yürek yaralayıcı ve imanlı kalpleri infiale sürükleyici harabe hallerini görmezden gelenler! Siz kimsiniz?”
“Milliyetçi-Ülkücü Hareketin kutlu otağı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin görüşü çok nettir! Ayasofya Camisi müslüman gönüllerle buluşmalı, kapısı ibadete mutlaka açılmalıdır. Allah’ın ( cc ) neyi emrettiği, Türk Milletimizin ne dediği, ecdadın ne istediği değerlidir. Gerisi fuzuli laf kalabalığıdır. Teferruat bile değildir.”
HABER: FATİH BAŞTÜRK DAL