İzmir’de 30 Ekim tarihinde yaşanan depremde Bayraklı ilçesi en çok zarar gören ilçe oldu. Yaklaşık 11 apartmanın yıkıldığı Bayraklı’da yıkılmayan binaların birçoğu da ağır hasar aldı. Depremin ardından yüzlerce kişi AFAD’ın kurduğu çadırlarda konaklamaya başladı. Depremde yıkılan binaların müteahhitleri 5 Kasım’da adliyeye sevk edildi. Aralarında müteahhitlerin de olduğu 7 kişi tutuklanırken 2 kişi adli kontrolle serbest bıraklıdı.
Etkileri Aydın’da da hissedilen 6.6 büyüklüğünde ki depremden en çok etkilenen ilçe ise Kuşadası olmuştu. Yıkıcı depremin ardından Ajans Aydın olarak vatandaşlara mikrofonlarımızı uzatarak, "Yaşadığınız binaya ve binayı yapan müteahhite güveniyor musunuz?" sorusunu yönelttik.
“BİNANIN BETONUNDAN DENİZ KABUĞU ÇIKIYOR”
Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan İsmail Şekerci mesleklerinden önce bu kişilerin iyi bir insan olması ve vicdanlı davranması gerektiğini söyledi. Şekerci, “Müteahhitten önce o kişiler insan değil mi? Bir insan başkasına nasıl bunu yapar? Adamın yaptığı binanın betonundan deniz kabuğu çıkıyor ya, akıl alacak bir şey değil bu. Bir de çıkmış pişkin pişkin diyor ki ‘Böyle depremde yıkılması normal’. Adamın normal gördüğü şey 100’den fazla kişinin öldüğü bir felaket. Belediyelerin bu konuda yumuşak davrandığını düşünüyorum. İnşaat bittiğinde ruhsat vermek için denetime gidiyorlar değil mi? En küçük eksiğinde bu bina dümdüz edilmeli. Bence Aydın komple yıkılmalı hatta. İnsanda her şeyden önce vicdan olacak vicdan.” dedi.
“DENETLEMEYİ GEÇİNCE BİNANIN DEMİRİNİ SÖKÜYORLAR”
Müteahhitlerin yaptığı birçok binaya güvenmediğini belirten Yaşar Demirdağ, “Ben 53 yaşındayım ve bu yaşıma kadar anladım ki bir insanda Allah korkusu yoksa o kişi müteahhittir. İncirliova’da geçen ay yeni yapılmış bir daire aldım, binanın her yeri çürük. Bu bina daha yeni yapıldı diyorum bak, şimdiden çürük. Klima taktırıyım dedim, matkabı duvara dayadım, makine dönmeye başladığı anda arka duvardan çıktı. Usta diyor ki ‘ben böyle bir şey görmedim’. Tuğla yok tuğlamsı bir şey var. Hata kim de? Yeni binalar yapılıyor, belediye adam akıllı denetlemiyor. Tabii her şeyde belediyeyi suçlayamayız, mesela belediye binası yıkılsa Özlem hanım suçlanamaz bence, çünkü onun döneminden önce yapıldı. Müteahhitler diyor ki, ben demiri takıyorum, denetlemeye giriyorum, denetlemeci gidince söküyorum. Bunu Allah görüyor, başka kimse görmüyor. Türkiye’nin her yerinde bu böyle. Ben yalanı sevmem, bak nasıl sallıyor rabbim gördük.” ifadelerini kullandı.
“BEN İZMİR’DE Kİ MÜTEAHHİTLERİN BİR KISMINA KATILIYORUM”
Denetlemelerin zayıf olduğuna dikkat çeken Hasan Kaya ise her şeyin suçlusunun bu sistemin olduğunu söyledi. Kaya, “Ben İzmir’de ki müteahhitlerin bir kısmına katılıyorum. 2000’den önce denetleme falan yoktu. Her şey sadece siyasetti. Şu an böyle değil ama bu belediyelerin mühendisleri yok mu? Ben mi yapmalıyım bu denetimi? Belediye yapacak tabii. Ama yapan var mı? Yok. Adam açık açık kolonları kesmiş. Belki senin yakının gelip oturacak o apartmanda. Allah’tan korkun, bu nasıl bir düzendir. Büyükşehir belediye başkanının işi gücü yokta bu dolandırıcı müteahhitleri mi denetleyecek durmadan. Bu konuya devlet acilen el atmalı.” dedi.
“AYDIN’DA MÜTEAHHİT YOK”
Yaklaşık 3 yıl önce Aydın'a taşındığını belirten Kenan Yıldırım, “Aydın’da müteahhit diye bir kavram yok, kendini müteahhit sananlar var. İnsan güvenliği zaten bu adamların umurunda bile değil, arsayı alıyım, binayı yapıyım, paramı alıyım derdindeler. Bırak iş ahlakına güvenmeyi insanlığa bile güvenmem ben böylelerinin. 2000’den önce yapılan binalar deprem yokken bile dökülüyor. Bulvarın ara sokaklarını bir gezin bak, her yer binalardan dökülen molozlarla dolu, müteahhit ise parasına bakar, parayı verirsin imzasını atar kaçar gider. Şu anda başlarına gelecek felaketlerden haberdar dahi değiller.” diye konuştu.