Biraz kendinizden bahseder misiniz?
"Merhaba Ben Ayşe Özdemir, Aydın Kadın Kolları İl Başkanıyım. Muğla Milas doğumluyum. Evliyim, iki genç kız annesiyim. 28 yıl ticaret ile uğraştım. Adnan Menderes Bulvarı'nda mağazam vardı giyim mağazasıydı. Daha doğrusu çocuk ve genç giyim üzerineydi. Ticareti bıraktıktan sonra aktif olarak siyaset hayatıma başladım. Bunun yanı sıra eşimin mesleği gereği eğitimle ilgili dershanemiz vardı. Aynı zamanda dershane kurucusuyum. Uzun zaman dershane kuruculuğu yaptım.
Siyasete atılmayı ilk ne zaman düşündünüz?
İlk olarak CHP 1999 yılında yapılan genel seçimlerde barajın altında kalmıştı. O süreçte ailecek bir şok yaşadık. Tabi partimizin baraj altında kalmasıyla büyük üzüntü yaşadım o süreçte. Eşimle konuşup CHP’ye üye olmaya karar verdim. Partime destek vermek istedim. O dönem için siyasette aktif olarak görev almak aklımda yoktu. Daha sonra bir gün bana bir telefon geldi; “Kadın kollarımızda görev almak ister misiniz?” dediler. Ben de Cumhuriyet Halk Partili bir ailenin evladı olarak barajın altında kalan partime destek olmak için görevi kabul ettim. İlk görevim de İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyeliğiydi. 2000’de ise Kadın Kolları Başkanın ayrılmasıyla Başkanlığa atama yoluyla yönetim kurulundaki arkadaşlar olmamı istediler. Böylelikle Kadın Kolları Başkanı serüvenime 2000 yılında atanarak gelmiş oldum. Siyasete atılmam bu şekilde kendi isteğimle oldu. O zamanda barajın altında kalmış bir partinin başkanı olarak çok çalıştık. Daha sonra 2002 yılında yapılan seçimlerde 4 milletvekili çıkarttık. O dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ikinci olarak meclise girdi. Böyle bir başlangıçla devam etti sürecimiz. Şunu da eklemek isterim; o süreçte 4. sıra Milletvekili adayı olan şuan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Özlem Çerçioğlu’ydu. O milletvekilimiz seçildi. O dönemde Kadın Kolu Başkanı olduğum için ben çok mutluyum, onurluyum ve gururluyum.
Siyasete atılmadan önce ailenize danıştınız mı, eşinizin tepkisi ne oldu?
Evet, tabi ki üye olmadan önce eşimle konuştum. Çünkü Atatürk’ün kurduğu bir partinin barajın altında kalmasından dolayı büyük üzüntü duyduk. Düşüncemi eşimle paylaştım eşim de memnuniyetle karşıladı. Ben de Cumhuriyet Kadını olarak oy verdiğim partime gidip üye olmak istiyorum deyince o da memnuniyetle karşıladı. Git üye ol dedi. Daha sonra eşim de arkamdan geldi o da üye oldu.
Bu siyasi görüşü ne zamandır savunuyorsunuz?
Ben doğduğumda zaten Cumhuriyet Halk Partiliydim. Cumhuriyet Halk Partili bir ailede dünyaya geldim. Dolayısıyla bizim evimizde İsmet İnönü, Atatürk, Ecevit.. konuşulurdu, yani siyaset konuşulurdu. Dolayısıyla ben siyasete çok uzak değildim. Lise yıllarımda da o bilince erişmiştim zaten. O dönemde de Cumhuriyet Halk Partiliydim.
Yeni mezun olan öğrencilere ne yapmalarını önerirsiniz?
Ben 1980 yılında Üniversite sınavını kazandım. Tam biz giderken ihtilal oldu ve biz geri dönmek zorunda kaldık. Kayıt yaptırtamadım dolayısıyla benim iş hayatım öyle başladı. Geri döndükten sonra tabiki kayıt yaptırmak için gitmedik. 19 yaşında bile değildim iş hayatına atıldığımda. Daha sonra kendi işimi kurmaya karar verdim. O şekilde başladım. İş hayatıma devam ederken okuma isteğim de devam ediyordu benim. O hayatımda yarım kalan bir işti. Dolayısıyla Üniversite sınavlarına girdim. 1984 yılında İktisat bölümüne kaydımı yaptırdım. 1985 yılında ise evlendim. O süreçlerde eğitim hayatım bir şekilde yarım kaldı. Hala mevcut öğrenciyim Açık Öğretimden Adalet bölümünü okuyorum. Bu bölümü severek, isteyerek okuyorum. Tabi ki mezun olan kardeşlerimin bu bölümden yürümelerini canı gönülden istiyorum. En azından kendi haklarını bilecek, kendi haklarının farkında olabilmek için bu bölümü okumaları gerek. Çok güzel bir meslek.
İçinde Bulunduğunuz siyasi partinin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şuan ülkemiz hem ekonomik açıdan hem dış siyaset açısından, vatandaşlar açısından, özgürlükler açısından, adalet açısından çok zor günler geçiriyor. Çok zor bir süreç geçiriyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin üstlendiği Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun üstlendiği misyon çok önemli bu süreçte. Biz millet ittifakı olarak bu süreci çok güzel bir şekilde götürüyoruz. Vatandaşlarımızı, yapılacak ilk seçimde, iktidara geldiğimizde bütün bu ekonominin her türlü sıkıntının özgürlükler anlamında, siyaset anlamında, geçim anlamında, ekonomi anlamında her anlamda vatandaşların millet ittifakının iktidarında ilk 6 ayında büyük bir nefes alacağına inanıyoruz parti olarak. Dolayısıyla şuan da Cumhuriyet Halk Partisi önemli bir misyona yüklendiğini ve bu süreci çok iyi bir şekilde götürdüğünü görüyoruz ve vatandaşlarımızda bunu derinden, yürekten hissediyor. Aldığımız geri dönüşümlerle ve izlediğimiz siyasetle bunu zaten herkes yakından hissediyor.
Günümüz Türkiye'sinde siyaset yapmak zor mu?
Günümüz Türkiye’sinde siyaset yapmak tabi ki zor. Düşünsenize ülkede büyük bir buhran var, ekonomik kriz var. Ülke siyaseti gerçekten çok zor bir süreç geçirmekte. Hem siyasetçiler açısından çok zor bir süreçte. Tabi ki ülkenin gidişatından memnun olmamız mümkün değil ama biz daha güzel günlerin, daha iyi bir sürecin geleceğine inanıyoruz. Bunu yine biz siyasetçilerin yapacağını, vatandaşlarla beraber o süreci her şeyi yerli yerine koyacağına inanıyorum. Ülke gerçekten özgürlükler anlamında, adalet anlamında çok zor süreçler yaşıyor. Siyasetçiler de tabi ki. Ülke bilindiği üzere bu başkanlık süreciyle beraber parlementer sistemin yok olduğunu görüyoruz. Siyasetçilerin o Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) gücünü yani milletvekilleri olarak ne kadar zayıfladığını hepimiz görüyoruz. Yakından takip ediyoruz. Millet ittifakının iktidarında tekrar güçlü Parlementer Sistemin geri gelmesiyle ülkenin bu gidişattan kurtulup daha güvenli ve daha güzel günlere doğru yol alacağına yürekten inanıyoruz.
Kadın olarak siyasette yer almak ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Şimdi kadın olarak Siyasette daha çok kadınların yer almasını istiyoruz sayımız çok az Dolayısıyla kadınların Siyasette daha çok yer alması lazım. Çünkü kadınların bakış açısı çok daha farklı. Kadınlar siyasetçi olarak da bakar, anne olarak da bakar, bir çalışan iş kadını olarak da bakar. Daha geniş bir yelpazeden bakış açısı vardır. Dolayısıyla daha çok siyasette, çalışma hayatında, sanatta, kültürde, yaşamın her alanında kadının olmasını hem istiyoruz hem de teşvik ediyoruz. Bütün kadınlara diyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi'ne gelin üye olun birlikte hareket edelim, çoğalalım, güçlenelim birlikte kuvvet doğar diyoruz. Kadınların mutlaka siyasette yer almalarını istiyoruz
Siyasette hedefleriniz neler, önünüzde bir hedef var mı?
Herkesin siyasetten beklentisi vardır. Fakat benim için hedefim; ülkem için, Aydın için, toplum için çalışıyoruz. Ben siyasette kişisel hedefim için yokum; siyasette toplum için ve toplumun mutluluğu için, toplumun refahı için ve topluma hizmet etmek için varız diyorum. Elbette herkes siyasette bir yerlere gelmek isteyebilir, var olmak isteyebilir. Bu tabanın, partimizin görevlendirmesiyle oluyor zaten. Çalışmak ve partimize yararlı olmak en büyük hedefimiz olmalı. Şunu da belirtmek isterim, bilindiği üzere İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı ve biz Parti olarak iktidara geldiğimizde ilk icraatlarımızdan birisi Sayın Genel Başkanımız Aylin Nazlıaka'da bunu sık sık dile getiriyor ve Sayın Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, ilk iktidara geldiğimizde tekrar İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden ve bütün maddelerini hayata geçireceğiz. Bunun sözünü verdiler ve “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” deyip o mağdur olan kadınların, tacize, tecavüze uğramış çocukların, mağdur olan ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz.
Aydın'ın yerel siyasetindeki eksiklikler neler sizce, yerelde bir konuyu konuştuğunuzda bir sonuca varıyor musunuz?
Dile getirdiğimiz sorunlar bazen çözülüyor bazen çözülmüyor. Dediğim gibi demokrasi çok önemli ve bizim en büyük eksiğimiz demokrasi. Genel anlamda da sadece konuştuğumuzda sorunlar çözülmüş olsa biz devamlı konuşmaya ve tepki göstermeye devam ederiz. Bilindiği gibi kadınların başlattığı Jeotermal ile ilgili büyük bir çevre tepkisi vardı. Jeotermallerin Aydın üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı maalesef. Bir örnek daha vermek gerekirse otobanın farklı güzergahlardan geçmesi ile ilgili çoğu vatandaş tepki gösterdi ama ne kadar etkili olabildi işte normalde bu gibi sorunlar ve bu şekilde dile getirilen sorunlar demokrasilerde etkili olur biliyorsunuz ama demokrasiyle yönetilmiyorsanız, demokrasi gibi eksiğiniz var ise yönetilme konusunda yaptığınız eylemlerde, tepkilerde her zaman sonuç almayabiliyorsunuz.
Aydın'da yapılması gereken bir proje var mı?
Aydın'da yapılması gereken çok proje var ama maalesef hiçbiri yapılmadı. Söz verildi yapılmadı. Aydın milletvekilleri Ak Parti'nin Şehir Hastanesi sözü, verildi yapılmadı. Adalet Sarayı sözü, verildi yapılmadı. Buna benzer birçok sözler verildi ve hiç biri tutulmadı. Bir Daha seçim zamanı geldi ama Aydın'a Ak Parti anlamında hiçbir şey yapılmadı. İyi ki Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir belediyemiz var. Aydın'a en büyük yatırımı Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Ak parti Aydın'da, ne çiftçiye ne de vatandaşa hiçbir yatırımı yok. Ne işçiye ne iş yeri anlamında, ne esnaf anlamında ne de yaşanan bu ekonomik krizler anlamında Aydın'a bir yatırımı yok.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bilindiği üzere Cumhuriyet Halk Partisi kadın kolları olarak, Genel Merkezimizin sadece Aydın'da değil Türkiye’nin kadına yönelik şiddetiyle ilgili büyük bir projesi var. Geçen yıl bu projeyi 5 Aralık'ta bütün Türkiye'ye tanıttı. Bir yıl içinde yaşam hakla ilgili çok önemli birden çok çalışmamız devam ediyor. Bir yıl içinde şiddet mağduru en az 70-80 kadına birebir dokunduk. Türkiye neredeyse kadına yönelik şiddette adeta kadın mezarlığına döndü. Kadına şiddet her gün farklı yerlerde hatta günde mutlaka 1, 2, 3 kadın kardeşimizi kaybediyoruz. Bu kadına şiddetle ilgili bizim ‘Yaşamak Projesi’nde genel merkezde 444 82 85 numaralı telefonumuz 7/24 açık. Bu Türkiye genelinde olan müracaatlar. Tabii Bize partimize gelerek birebir müracaat edenler de var. Biz bu kız kardeşlerimizi hem maddi hem de manevi yönden katkılar veriyoruz. Duruşmalarını takip ediyoruz. Şiddetle ilgili bizden ne gibi talepleri olursa olsun her türlü yanında olmaya çalışıyoruz. Bu süreçte de çalışmaya devam ediyoruz. Burada tekrar şunu dile getirmek istiyorum; bilindiği üzere İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı ve biz Parti olarak iktidara geldiğimizde ilk icraatlarımızdan birisi Sayın genel başkanımız Aylin Nazlıaka'da bunu sık sık dile getiriyor ve Sayın Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, ilk iktidara geldiğimizde tekrar İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden ve bütün maddelerini hayata geçireceğiz dedi. Bunun sözünü verdiler. İstanbul sözleşmesi yaşatır deyip o mağdur olan kadınların, çocukların tacize, tecavüze uğramış çocukların, Mağdur olan ailelerin yanında devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nin bütün maddeleri uygulandığında bu kadın şiddetinin de, çocuk tacizcilerinin de en aza indirgendiğine, en az seviyeye ulaşacağına yürekten inanıyoruz. Çünkü caydırıcı ceza verilmedikçe bunun önüne asla geçemezsiniz." ifadelerini kullandı.