Türkiye’nin koronavirüs etkisi altında olduğu süreçte başarılı çalışmalardan yürüten oluşumlardan biri de Bilim Kurulu ekibi oldu. Bilim Kurulu’nun üyelerinden biri olan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, pandemi sürecinin seyrine ve koronavirüse yönelik yaklaşımlara dair açıklamalarda bulundu.
Sosyal paylaşım sitesi olan Twitter’daki hesabından paylaşımlarda bulunan Özlü şu ifadeleri kullandı:
“Salgın kontrolünde aşı bulununcaya ve yeterli sayıda kişiye uygulanıncaya kadar iki zıt yaklaşım var. Biri, hiçbir tedbir almayalım herkese bulaşsın, sürü bağışıklığı oluşsun ve salgın dursun. Diğeri, herkesi eve 14-28 gün tam kapatalım salgın dursun. Sürü bağışıklığı insani değil, bunu dile getirenler de vazgeçtiler zaten. Çok sayıda hasta ve ölüm ortaya çıkacaktır, çok ağır bedeller öderiz ve çok canımız yanar. Herkesi eve kilitleme işe yarayabilir, ancak ardından insanlar hayata döndüğünde tekrar salgın başlayabilir. Dünyadaki 8 milyarı aşkın insanın tümünde uygulayabilirseniz belki tutar, ama bu pratikte imkansız.”
“Uygulamaların sürdürülebilir olması gerekir”
“Türkiye’nin ve aslında tüm ülkelerin yapmaya çalıştığı en az bedelle süreci yönetmek, bulaşı azaltıp zamana yayarak aşı veya etkili bir ilacın bulunmasını veya virüsün mutasyon geçirip virülansını kaybetmesini beklemek. Haftasonu yasakları, il bazlı yasaklar, yaş gruplarına göre kısıtlamalar, sektörel farklı tedbirler bu yaklaşımla uyumlu. Diğer iki uç yaklaşımı benimsiyorsanız bu politikaları yetersiz veya aşırı bulabilir ve eleştirebilirsiniz. Normalleşme için atılan adımları da bu üç faklı yaklaşımdan hangisini tercih ediyorsanız o zaviyeden aşırı veya yetersiz bulabilirsiniz. Bir uygulamanın çok etkili olması yeterli değil, sürdürülebilir de olmalı. Bulaşı engellerken topluma ödeteceği bedeller de önemli. Öncelikler, dozaj ve zamanlama söz konusu ise, o her zaman tartışmaya açık gri bir alandır.”