Hızlı yayılmasıyla bilinen ve Hindistan’da ortaya çıkan Delta varyantının belirtileri griple oldukça benzer. Uzmanlar, benzer semptomların test ve izolasyon tedbirlerinden geri kalınmasına sebebiyet verdiğini söylüyor.
Dünyanın birçok ülkesinde görülmeye başlanan Delta mutasyonunun önceki mutasyonlara göre yüzde 60 daha hızlı bulaştığı yönünde de veriler gelmeye başladı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, özellikle gençlerde ağır grip geçiriyormuş hissiyatı oluştuğunu, öne çıkan semptomların da baş ağrısı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, bazen de öksürük olduğunu vurguluyor.
Türkiye dahil henüz 65 ülkede görülen Delta mutasyonunun yanı sıra bir de Delta Plus mutasyonu gündeme geldi.
Prof. Yiyit, Delta Plus mutasyonu için, “Mutasyona uğramış mutasyonlu virüs” tanımını yaparak, aralarındaki farkı şöyle anlatıyor:
“Delta Plus mutasyonu henüz yaygın bir virüs haline gelmedi. Ama gelecekteki tavır ve davranışını zaman gösterecek. Şimdilik dünyada 11 ülkede bildirilmiş vakalar var. Vaka sayıları arttıkça tecrübemiz daha çok olacak.
Hindistan’da ortaya çıkan Delta Plus’ın genel tavrı da Delta varyantı gibi. Ama Delta varyantından daha hızlı bulaşabileceği öngörülüyor. Bunu zamanla göreceğiz. Deltanın diğerlerinden farklı olarak biraz daha hızlı bulaştığı yönünde veriler her geçen gün artıyor ama bulgularda da değişiklikler oluştu."
Belirtileri benzer özellikte
Hindistan’da ortaya çıkan Delta Plus’ın genel tavrının da Delta varyantı gibi olduğunu belirten Yiyit, Delta Plus’ın daha hızlı bulaşabileceğinin öngörüldüğünü aktarıyor:
“Ülkeler saha tecrübelerini çok hızlı yayıyor. Ama maske ve mesafe bütün mutasyonlarda işe yarıyor. Bilimsel olarak ispatlanmış ve insanoğlunun ulaşabileceği en kolay tedbir. Eğer yüzde 80 aşılama oranına ulaşırsak ülkemizde pandemiyi baskılamış olacağız. Bu anlamda aşı olarak kendimizi koruyacağız ama toplum bağışıklığına da katkı sunarak, bütün ülkenin korunmasına fayda sağlayacağız.”
Semptom listesine "işitme kaybı" da girdi
Prof. Dr. Yiyit, Delta varyantıyla koronavirüs belirtilerine bir yenisinin daha eklendiğini dile getiriyor:
"Dünyanın farklı ülkelerine doğru gidildikçe semptomları da genişliyor. Mesela Delta varyantının mide ağrısı, bulantı, kusma, iştahsızlık gibi farklı ülkelerde semptom farklılığı var. Ancak diğerlerinde olmayan bir bulgu daha duyuldu. O da işitme kaybı. Bu da şunu gösteriyor ki bu virüs sinir hücrelerini de seven bir virüs. Çok yaygın olmasa da bildirilmiş vakalar var.”
“İki doz arası 4 haftaya düşürülebilir”
Aşıların hatırlatma dozlarıyla aralarını açmanın normal şartlarda iyi bir durum olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yiyit, "Çünkü bu bağışıklık sistemini dinç tutmak anlamında iyi bir antikor düzeyine ulaştırdığını gösteriyor. Ama ortada bir varyant, farklı bir virüs varsa ve siz dozların arasını çok açarsanız bu virüslerin ortaya çıkışını da yayılmasını da hızlandırır” diye konuşuyor.
Şu anda Türkiye’de iki doz aşı arasındaki sürenin 6-8 hafta olduğunu söyleyen Prof. Yiyit, bu sürenin 4 haftaya düşürülebileceğini, bu konunun gündemde olduğunu ancak bir karar alınmadığına vurgu yapıyor.
"Virüsün enfeksiyonunu önlemenin tek yolu aşı olmak"
Bağışıklık Sistemi Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, virüsün mutantlarla 4-5 kat daha bulaşıcı hale geldiğini ve vücuda daha hızlı şekilde girdiğini belirterek, virüsün vücuda nasıl girdiğini şöyle anlatıyor:
“Virüs 1 yıl önceki virüs değil. En optimal düzeye geldi ve virüsün yüzeyindeki anahtar kısmı hücrelerimizin kilidine çok iyi bağlanıyor. Bu da virüsün çok daha hızlı hücrenin içine girmesine neden oluyor. Virüsün enfeksiyonunu önlemenin tek yolu aşı olmak. Çünkü aşıyla bağışıklığı hazır hale getiriyorsunuz. Aşı olmazsanız onu durduracak mekanizmanız yok. Aşı olursanız antikorlar, akıllı füzeler vücudun hücreye girmesini önleyecek tek kalkan olacak.”
"Etkin aşılama yapılan ülkelerde varyant yayılmadı"
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner ise Delta varyantının şu ana kadar rastlanılan varyantlar içerisinde en tehlikeli olduğuna dikkati çekiyor:
“Bunun iki sebebi var. Virüs çifte mutasyon taşıyor. Bunlardan biri virüsün yayılmasını kolaylaştıran bir mutasyon. İkincisi ise antikor cevaplarından kaçışı kolaylaştıran bir mutasyon. Yayılması kolay ve aşı yanıtlarını azaltıyor. Tabii ki dikkatli olmak gerekir. Delta tüm dünyaya hakim olacak bir varyant gibi duruyor. Türkiye için de risk olduğunu kabul etmemiz lazım. Etkin aşılama yapılan ülkelerde varyant yayılmadı. Yayılsa bile hastane yatışları ve ölümleri artırmadı. Nitekim İngiltere’de yatan vakaların büyük bölümü aşılanmaması kişilerde yayıldığını gösteriyor. ABD’de durum böyle.”