Eser açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
“Özlem Çerçioğlu Partisinin İl Kongresinde yaptığı açıklamada “Büyükşehir olduğumuzda 60 köyün suyu ve yolu yoktu, biz Büyükşehir olunca bütün köylerimiz suya ve yola kavuştu” şeklinde beyanatta bulunması üzerine Aydın Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için aşağıdaki açıklamayı gerekli gördüm.
BİRÇOK SORUNU ORTADAN KALDIRDIK
Bilindiği üzere Aydın ili Büyükşehir olmadan önce Aydın’ın tüm köylerine içme suyu, yol vb. hizmetler İl Genel Meclisinde alınan kararlar doğrultusunda Aydın İl Özel İdaresi marifetiyle gerçekleştirilmekteydi. Bu dönemde 2004-2009 yılları arasında İl Genel Meclisinde şahsımın da İl Genel Meclisi Başkanı olduğu AK Parti iktidardaydı. Göreve gelmeden 2004 öncesi ilimiz sınırları içerisinde toplamda 490 köyümüzden 124 köyümüzde içme suyu problemi, 62 köyümüz de de asfalt problemi yaşanmaktaydı. İktidarımızın başlatmış olduğu yerel kalkınma hamlesi KÖYDES ve BELDES projeleri ile yerel yönetimler reformunu gerçekleştirip, yerelde seçilmişlerin yetkilerinin arttırılmasıyla birçok temel alt yapı hizmetleri pratik, hızlı bir şekilde yerinden çözümlenmiş ve bu suretle vatandaşlarımızın birçok temel sorunu ortadan kaldırılmıştır.
ASFALTSIZ VE İÇME SUSUZ KÖYÜMÜZ KALMADI
Özel İdare Personeli ile Muhtarlarımızla takım ruhuyla çalışarak İl Genel Meclisi Üyesi arkadaşlarımız ilçelerinde hizmet destanı yazmıştır. Bizim dönemimizde içme suyu problemi olan hiç bir köy kalmadı. Başta Çine İlçesi olmak üzere bazı ilçelerimizde grup köylerimizi memba suyuyla bile buluşturduk. Yollarımızı asfaltladık, asfaltsız ve içme susuz köyümüz kalmadı.
Bizden sonra 2009-2014 dönemi Aydın İl Genel Meclisi’nde CHP ve MHP koalisyonu vardı. MHP ve CHP koalisyonunda o dönem görev yapan İl Genel Meclisi üyesi arkadaşlarımızla başta dönem Valimiz ile birlikte bizden devraldıkları Özel İdarenin kendi programı ve bütçe imkânlarıyla oluşturduğu projeleri, KÖYDES ve BELDES projelerini iyi niyetle, başarıyla gerçekleştirmeye çalıştıklarına bir Meclis Üyesi olarak şahit oldum. Doğru olan hizmetleri de destekledim.
Bu süreçte Yerel Yöneticilikte kavgacı bir ruh haliyle partizanca davranılarak köylerin su ishale hattı ve yollarına hâkim personellerini dağıtan irade; kurumun hizmet hafızasını, deneyimini silmiş, daha sonra da başarısız olununca da personeli taşeron olarak almaya teşebbüs etmiştir. Dolayısıyla önceki adıyla belde ve köylerde yaşayan hemşerilerimiz hizmet alamamış ve cezalandırılmıştır.
Yerelde ve temelde altyapı hizmetlerindeki başarısızlığını bastırmak adına böylesine pervasızca kamuoyuna gerçek dışı bilgiler vererek, uzun yıllar hizmet fırsatı elinde olduğu halde hizmet yerine enkaz edebiyatı yapıp, algı oluşturup kamuoyunun yanıltılmaya teşebbüs ediliyor olmasını teessürle karşılıyor ve üzülüyorum.
Yakın tarihimizde yaşadığımız Elazığ İlimizdeki depremden 10 gün sonra deprem bölgesini ziyaret edip Devletin buraya sahip çıkmadığını ima ederek Kızılay Çadırı önünde Kızılay buraya bir tek çadır göndermedi diyen müfteri bir siyaset üslubunu kullananların yerel şubesi olma yolunda pozisyon almayı benimseyen, kendi arkadaşlarının hizmetini bile yok sayan ve bu şekilde pervasızca, kibirli, algıya yönelik siyaset yapılmaya çalışıldığına şahit olmaktayız.
ŞEHRİMİZ KADERİNE TERKEDİLMİŞTİR
Türkiye’nin incisi, Batıya açılan kapısı olan İlimiz, yerel yöneticilik açısından yıllardır malum zihniyet tarafından ihmal edilmiş, temel Belediyecilik hizmetleri verilememiştir. Altyapısıyla, üstyapısıyla, trafik karmaşasıyla şehrimiz her geçen gün kent kimliğini, vizyonunu kaybetmiş, şehrimiz adeta kaderine terkedilmiştir. Geçen yıllar, kentimiz ve hemşerilerimiz için kayıp yıllar olmuştur.
Hemşerilerimizin, hizmet siyaseti yerine algı ve reklam siyasetini tercih edenleri tam bir kara mizah örneği olarak takip ettiğini biliyor ve inanıyorum.”