Aşılama sürecinin başlamasıyla birlikte ülke genelinde görülen koronavirüs vaka ve kaynaklı ölümlerindeki olumlu düşüş, aylar sonra kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılmasına neden oldu. 1 Mart Pazartesi günü gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile hayata geçirilen "kademeli normalleşme süreci" kapsamında ülke genelinde bulunan şehirler vaka oranlarına göre gruplandırıldı; düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak sınıflandırılan 81 ilde yeni tip koronavirüs önlemleri genişletilmeye başlandı. Birçok kentte sokağa çıkma kısıtlamaları genişletildi, binlerce öğrenci sınıflara döndü, kafe, restoran ve lokanta tarzı işletmeler tekrar müşteri kabul edebilmeye başladı.
Kademeli normalleşme sürecinin ardından Türkiye genelinde vaka sayıları tekrar yükselişe geçti. Günlük vaka sayısının 40 bini geçmesinin ardından Aydın'ın da aralarında bulunduğu birçok il 'çok yüksek' riskli şehirler arasına girdi. Nisan ayının ilk günlerinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan açıklama ile hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması ülke genelinde yeniden uygulanmaya başlandı, eğitim-öğretimin bazı kademelerinde tekrar uzaktan eğitim modeline geçildi.
Öte yandan, 13 Nisan'da başlayacak olan Ramazan ayı boyunca kafe, restoran ve lokanta gibi işletmelerin yalnızca paket servis ve gel-al olarak çalışması kararlaştırıldı.
"MADEM KAPATIYORUZ BİZE KİM SAHİP ÇIKACAK?"
Aydın'ın Efeler ilçesinde bulunan Atatürk Kent Meydanı'nda kafe işletmeciliği yapan Cevatan Çalışır, Ramazan ayı öncesinde yeterli iş yapamadıklarını, yaptıklarının da giderlerini karşılamadığını dile getirdi. Ramazan ayında ek desteklerin sağlanması gerektiğini söyleyen Çalışır, "Yaklaşık 40 gün çalıştık, ilk açıldığım gün 2 bin liralık malzeme aldım. Şu anda 40 günde sadece personel parası ve elektriği çıkarabildim. Kira yok ortada, kendi kazancım yok ve harcadığım malzeme parasını daha cebime koyamadım.
Vakalar çok arttı, bu artışla beraber kapanmaların olacağı da belliydi ama benim tek istediğim şey şu; madem kapatıyoruz bize kim sahip çıkacak? Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz?" diyerek hükümete seslendi.
"AKILLARDA NASIL GEÇİNECEĞİZ SORUSU VAR"
Birçok farklı meslek dalında çalıştığını belirten Çalışır, pandemi döneminde verilen destekleri yetersiz bulduğunu söyledi. Ülke ekonomisinde yaşanan kötü gidişatın ve pandeminin aynı anda vurmasıyla batma noktasına geldiklerini, ev geçindirmenin çok zorlaştığını söyleyen Çalışır, salgın sürecinde en büyük zararı küçük esnafın yaşadığını belirtti. Çalışır,"Durumlar sakat. İşçilerin parası çıkmadı, iş yok, insanlar sokağa çıkmadı zaten. Herkeste bir gelecek kaygısı var, evet Ramazan’da evde oturacağız bir ay ama ne yiyeceğiz, ne içeceğiz, neyle geçineceğiz soruları var akıllarda. İşler duruyor ama elektrik, su faturaları durmuyor, kira durmuyor. Bizlere destek sağlanacak mı? Aklımda durmadan soru işaretleri var.
Koskoca Aydın Kent Meydanı’ndayız, herkesin görebileceği gibi müşteri yok. İnsanlar dışarı çıksa dahi kafelere, restoranlara gitmiyor. Neden? Çünkü artık lüksü geçti insanlar; nereye gidelim, nerede takılalım yok insanların aklında; ne yiyeceğiz, ne içeceğiz var.
3 aylık süreçte kapattık, sadece bin lira işletme desteği ve 750 lira kira desteği alındı ama bunların neye yeteceğini kimse sormadı. Benim kiram buradaki birçok işletmeye göre düşük olmasına rağmen yine yetmiyor, yani bununla nasıl yetinelim? Çıkan personele destek sağlanmadı. Biz işletmeyiz, 3 ay kapattık ama kiramız, vergimiz durmadı. Yani sürekli bir ödememiz var, giren paramız yok. Hali hazırda olan ödüyor, yeni işe girenler ödeyemiyor. Batmaya mahkum bir hale geldik.
Yumurtanın kolisi olmuş 25 lira, sadece yumurta bile yesen aylık 700-800 liranın üzerinde bir giderin oluyor. Bu sadece mutfak gideri. Kirası, elektriği, suyu falan derken bin 500-2 bin lira bir giderin oluyor en az. Bugünün şartlarında bir insan tek başına dahi yaşasa bu para şart, bu para girmeli yani cebine ama giren yok, çıkan çok. İnsanlar çaresizliğe sürükleniyor artık, genç yaştaki insanların her gün intihar haberlerini duymaya başladık. Benim tek kaygım bu. Tamam bu pandemi var ama her yerde var, herkese var. Niye en büyük zararı küçük esnafa dokunuyor. Millet pandemi de alıyor 10 bin lira maaş ama biz ne yapacağız." diye konuştu.
Çalışır ayrıca gelecek kaygısının gençlerin en büyük sorunu olduğunu düşündüğünü söyledi. Lüks yaşam standartlarını bir gencin yalnızca hayal edebileceğini söyleyen Çalışır, "Benim çevremden bir sürü insan bankaya gidip başvurarak 5 bin lira pandemi desteği almak istedi, onu bile alamadı. Böyle bir şey olabilir mi? Diğer ülkelerle kendimizi kesinlikle kıyaslamak istemiyorum ama gözle görünen bir şey var; Almanya’da fabrika işçisi adamın oğlunun altında arabası var. Fabrika işçisi olmasına rağmen tatil verilen 5 ayda adamın maaşı takır takır yattı. Biz burada 3 ay kapattık, bin lira iş yeri desteği, 750 lirada kira desteği aldık. İnsanlar legal yoldan karnını doyuramadığı sürece illegal yola başvurmaya yöneliyor. Yani şuan ki durum bizi illegal yollara itiyor. Ha nedir bu illegal durum? Canlı bahistir, kripto paradır, dövizdir, odur budur. Ben 24, 25 yaşındayım çevremde bir tane gelecek kaygısı olmayan insan yok. Şu anda asgari ücretle çalışan tüm arkadaşlarım yaklaşık 2 bin 800 lira para alıyor ve evinden dışarı çıkamıyor. Herhangi bir lüksü yok. Hafta sonu gidip deniz kenarında çay içmeyi ancak hayal ediyor." ifadelerini kullandı.