Sahipli köpeklerin bu yıldan itibaren, sahipli kedi ve gelinciklerin ise 2022'den itibaren kimliklendirilmesi zorunlu olacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde yürütülen çalışmayla sahipli kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi uygulamasına geçilecek. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, konuya ilişkin olarak Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ile Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) arasında protokol 18 Şubat Perşembe günü imzalandı. Protokolle kedi, köpek ve gelinciklerin hareketlerinin takibiyle başta kuduz hastalığı olmak üzere hayvan hastalıklarıyla daha etkin mücadele etmek amacıyla bu hayvanların kimliklendirilerek elektronik ortamda kayıt altına alınması amaçlanıyor.
Kedi ve gelinciklerin bu yıldan itibaren gönüllü kayıt altına alınabileceği uygulama kapsamında, Bakanlıktan üretim izni almış ev ve süs hayvanları üretim merkezlerindeki kedi, köpek ve gelincikler de kayıt altına alınacak. Uygulama TBMM gündeminde olan "Hayvan Hakları Yasası"nın uygulanmasına temel teşkil edeceği gibi sokağa terk edilen veya kaybolan hayvanların sahiplerine kolaylıkla ulaşılabilmesini sağlayacak.
Açıklamada, uygulama esaslarına ilişkin de bilgiler yer aldı. Buna göre, yeni doğan ev hayvanının sahibi, doğum tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde Bakanlığın il veya ilçe müdürlüğüne başvuracak. Mikroçip takılarak pasaport düzenlenen ev hayvanları 15 gün içinde, ev hayvanlarına yapılan aşılar ve sahip değişikliği gibi bilgileri en geç 15 gün içinde kaydedilecek. Sahipsiz hayvanların, hayvan barınakları tarafından gerçek veya tüzel kişiliklere verilerek sahiplendirilmesi durumunda, hayvanın sağlık karnesiyle sahiplendirme tarihinden itibaren en geç 60 gün içinde il veya ilçe müdürlüklerine başvurulacak.
Resmi veteriner hekim tarafından hayvan için yeni pasaport düzenlenecek ve veri tabanına kaydedilecek. Kayıtlı ev hayvanlarının ölümü ya da kaybolması halinde en geç 60 gün içinde ev hayvanı sahibi, durumu il veya ilçe müdürlüğüne bildirecek. Terk edilmiş hayvanı bulan kişiler, bu hayvanları sahiplenmek isterse başvurularını il/ilçe müdürlüklerine yapacak.
Kedi, köpek ve gelinciklere derialtı mikroçip uygulanacak ve el terminali aracılığıyla okunabilecek, bundan böyle sokağa terkedilmiş kedi ve köpeğin kime ait olduğu el terminaliyle okunarak sahibi tespit edilebilecek. Kuduz aşısı başta olmak üzere hayvanın geçmişine ait tüm hastalıkları kayıt altına alınacak. Mikroçip uygulaması Bakanlık bünyesinde çalışan veteriner hekimler veya onların gözetiminde veteriner sağlık teknikeri/teknisyenleri marifetiyle yapılabileceği gibi imzalanan protokol kapsamında serbest veteriner hekimler tarafından da yapılabilecek.
"KESİNLİKLE YARARI OLACAK"
Konu hakkında Ajans Aydın muhabirine açıklama yapan Aydın Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Şenay Tekinbaş, hayvanseverler olarak imzalanan protokolü mutlulukla karşıladıkları söyledi. Çipleme uygulamasının belediyelere ait hayvan barınaklarında bir süredir uygulandığını ve halihazırda yararının gözlemlendiğini dile getiren Tekinbaş alınan karar ile vatandaşların 'dost' sahiplenirken bir kez daha düşüneceğini ve daha tutarlı davranacağını ifade etti. Tekinbaş, "Çip nedir? Enjeksiyon ile hayvanın sırt bölgesinde deri altına yerleştirilen mikro çip. Çip içerisinde hayvanın kimin üstüne kayıtlı olduğu, cinsi ve kaç yaşında olduğu gibi bilgiler yer alıyor. Siz mesela gittiniz, bir barınaktan bir hayvan sahiplendiniz. Bu hayvan sokakta uygunsuz koşullarda bulunduğunda size ceza kesilmesine yönelik bir kanun var aslında var ama bu kanun çok fazla uygulanmıyordu, şimdi bu yeni çıkan protokol ile evlerdeki hayvanlarında çiplenmesi gündeme geldi. Açıkçası bizim açımızdan iyi bir gelişme çünkü kayıp vakalara ulaşmak daha kolay olacak, hayvan sahiplenen kişilere sorumluluklarını yerine getirmediklerinde ceza kesilmesi söz konusu olacak ve bir hayvan edinildiğinde dostlarımıza ömürlük bakılması gerektiği bilgisi vatandaşlara aşılanacak." dedi.
"Sokaktaki kedi ve köpeklerin hepsini yakalayıp çiplemek imkansızken evlerde çipleme işlemi nasıl yapılacak bilmiyorum. Ha çiplemeyle beraber kısırlaştırmayı da zorunlu hale getirirlerse bizim için muhteşem olur. Bizim çünkü tek derdimiz hayvanların kısırlaştırılması, korkunç bir üreme var sokaklarda." diyen Tekinbaş eğer sokak hayvanları çipleme işlemi için yakalandığında kısırlaştırma da uygulanırsa gerçek bir adım atılmış olacağını söyledi.
"HIRSIZLIĞIN ÖNÜNE GEÇİLECEK"
Aydın'da hayvan hırsızlığının yüksek düzeyde olduğunu ve çipleme yöntemi ile birlikte hırsızlıkların büyük oranda önüne geçileceğini de söyleyen Tekinbaş, hırsızların bugüne kadar hep bir yöntem bulduklarını fakat getirilmesi planlanan yasa ile birlikte karnelerden daha etkili bir yönteme kavuşulacağını ifade etti. Tekinbaş, "Bu yeni protokol yasalaştığında hayvan hırsızlığının önüne geçileceğini düşünüyoruz. Çünkü bize çok fazla ihbar geliyor, “Ben köpeğimi falanca kişiye emanet etmiştim.” diyor, emanet nasıl ediyorlar onu da bilmiyorum da, genelde bu gibi ihbarlarda yasadışı şeyler dönüyor, çoğunlukla ırk hayvanları yönünden geliyor zaten bu ihbarlar, “Ben o kişiye gittim, hayvanımı bana vermedi ama o hayvan benim, onun değil” diyor. Çip olmadığı için bu gibi durumlar çok sıkıntılı oluyor çünkü karne çıkarmak zor bir şey değil artı karneden asıl hayvanı takip etmekte imkansız. Çünkü karnelerde insanlar gibi bir T.C. kimlik numarası bilgisi yok, sadece köpeğin ırkı yazıyor ve benzeri bir ırktan hayvanla bunu kötü emellerle kullanmak çok kolay. Yanş çip içerisindeki bilgiler sayesinde hayvan hırsızlığının önüne geçilecek kesinlikle ama hayvana ulaşmak gerekecek çünkü bildiğimiz kadarıyla bu çipler sayesinde konum takibi yapılamıyor. Hayvanlarının, özellikle köpeklerinin takibini yapmak isteyen vatandaşlar konum takip sistemi olan tasmaları tercih ediyorlar fakat bu tasmalarda kötü niyetli kişiler tarafından çöpe atıldığında her şey anlamsızlaşıyor." diye konuştu.
"KIRSAL KESİMLERDE DE DİKKATLE UYGULANMALI"
Çipleme işleminin kırsal kesimde de etkili bir şekilde uygulanması için mobil ekiplerin şart olduğunu dile getiren Tekinbaş, köylerde yaşayan vatandaşların halihazırda bakımını üstlendikleri hayvanların bakımında zorlandığını ifade etti. Kırsal bölgelerde çok yoğun bir hayvan popülasyonu olduğuna dikkat çeken Tekinbaş, "Eğer ki yetkililer kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşların hayvanlarını da mobil olarak gezerek çiplerlerse her şey mükemmel olur çünkü kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlar çoğu zaman hayvanlarının gerekli aşılarını yaptırmıyor hatta kuduz aşısını dahi yetkililer köylerine gelip “Kuduz aşısını biz yapalım.” dediğinde yaptırıyor çünkü bu aşıların gerçekten maddi bir külfeti var. " ifadelerini kullandı.
Vahşi hayvan olmasına rağmen çipleme için listeye alınan gelinciğe bir anlam veremediğini söyleyen Tekinbaş, "Açıkçası benim orada ilgimi çeken gelincikti. Gelincik bir evcil hayvan değil, evlerde bakılan bir hayvanda değil. Evet Aydın merkezde dahi gelinciğe rastlamak mümkün, hatta vatandaşlar çoğu zaman gelincikle kediyi karıştırıyor fakat daha evde bakana hiç denk gelmedim. Neden gelinciğin dahil edildiğiyle ilgili İlçe Tarım Müdürlüğü’nden de bir cevap alamadım ama muhtemelen bunu da dayandırdıkları bir madde vardır. Bakalım nasıl olacak." dedi.
"TASMA İÇLERİNE İLETİŞİM NUMARASI YAZILMALI"
Özellikle köpek sahibi vatandaşların tasma kullanımına büyük özen göstermesi gerektiğini ve tasma içlerine mutlaka iletişim numarası yazılması gerektiğini söyleyen Tekinbaş, evlerde beslenilen hayvanların sokağa salınmaması gerektiğini hatırlattı. Trafik kazalarında her sene birçok canın yittiğini söyleyen Tekinbaş, vatandaşları duyarlı olmaya davet etti.
"HAYVANLARA OYUNCAK GÖZÜYLE BAKILIYOR"
Getirilecek olan kimliklendirme yasası ile birlikte ebeveynler tarafından çocukların oyalanması için alınıp bakımı zorlaştığında yine ebeveynler tarafından sahipsiz bırakılan kedi ve köpeklerin sayısında azalma yaşamayı beklediklerini söyleyen Tekinbaş, uygulanacak olan ceza miktarlarının caydırıcı miktarlar olmasını talep ettiklerini ifade etti. Tekinbaş, "Ülkemizde hayvanlara, daha çok kedi ve köpeklere, oyuncak şeklinde bakılıyor. Karne hediyesi diye alınır, sömestr tatilinde hediye diye alınır, yaz tatilinde çocukların canı sıkılmasın diye alınır sonrasında bu hayvanlar ya yazlık sitelerde bırakılır ya da barınaklara bırakılır. İnsanlarda bu barınaklara hayvan bırakırken iyi bir yere bıraktığını düşünüyor, “Sokakta aç, susuz kalmasındansa barınakta en azından bakılacak” diyor ama bir bakım evi beş yıldızlı otel lükslüğünde olsa dahi sonuçta orada hayvanlar hapis. Biz federasyon olarak sürekli geziyoruz, her sene başka bir ilde toplantı yapıyoruz bu sayede birçok barınağı görme şansına da erişiyoruz ve diyebiliyoruz ki “Şahane barınak yoktur.”. Hayvanlar buralarda hapistir, kafasını okşayan sahibinden yoksundur. Tamam belki karnı doyar ama çok iyi bir ortam sağlanamaz. Çip sayesinde bunların önüne geçileceğini de düşünüyoruz, en azından örnek olacak cezalarda kesilirse insanlar hayvan edinirken 2 kere düşünmeye yönelecekler." diyerek vatandaşları duyarlı olmaya davet etti.