Bir duyuş, bir yakarış ve dahi bir yanıştır ramazan…Bir başka baharın gül goncası, rayihasıyla ruhları doyuran bir goncadır ramazan… Meleklerin kanatlarıyla gaflet tozunun yüreklerden silindiği andır ramazan. Hilâlin nurunun dünya telaşıyla kararan gözlere fer olup ışık olup içimizi aydınlattığı nihayetsiz bir ziyâdır ramazan. Aşk-ı İlâhi’nin şerbetini âb-ı hayat diyerek içip iftar eden ruhların ayıdır ramazan. Bir sevinçtir çocukların gamzeli gülüşleriyle müjdelenen.
Ramazan,savrulup duran bu dünyada Musa’nın âsâsına dayanıp nefsin yılanlarının büyüsünü bozmaktır. Özü sözden süzerek bin bir yaraya sabrı merhem eylemektir Eyyûb misâli. Ramazandır; kibir, kin, cehalet ateşini İbrahim’in gülşenine çeviren. Nice kör kuyularda ve benliğin zindanından kurtuluş müjdesini muştulayandır ramazan. Almadan vermenin, konuşmadan dinlemenin, okumadan keşfin ayıdır ramazan. Bir hayrı bin ecirle ikram eden Rahmân’ın lütfudur ramazan. On bir ayın sultanı, âşıklara hasretin bittiği vuslat fermânıdır ramazan. Bilmeyen bilemez kıymetini inanmayan bulamaz bereketini, nice ehl-i ârifâna sunar feyzini ki; sır içinde sırdan muskadır ramazan. İman ehlinin göğsünde alıp verdiği nefestir ki ölüden diriyi çıkarır, lâ yezâl olan Bâkî Yâr’a cânı kurban eyleyendir ramazan.
Yok iken var edene varlığından haberdar edene lütfedip dostlarına yoldaş edene yaratılmışlığın şükrânesini fıtır sadakalarıyla sunduğumuz vakittir ramazan.
İftarla, içilen çorbanın dumanında, çayın deminde, bir hurmanın çekirdeğinde nimete kavuşmanın şükrünün edasıdır ramazan. Öyle ki; atılan topun sesi, ezân-ı Muhammedî’nin çağrısı, sahur davulcusunun mânisi titretir yüreklerin bam telini. Dillerde bir muhabbetli bestedir ramazan. İlk oruç ilk heyecan sabrın tesbih tanelerinin imâmesidir ramazan. Bir seyyah gibi yola düşüp dıştan içe, kabuktan öze hicretinseyyahıdır ramazan. Derviş olup boyun bükerek, gözü haramdan, dili yalandan sıyırıp her uzva oruç niyet ettirendir ramazan.
Ezelden ebede bir selâm, yaralı gönüllere bir kelâm, aciz kullardan Hakk katına bir merâmdır ramazan. Zikir ile meşgul olur diller, açılır kat be kat semaya eller, tevbe ile yaş döker gözler, bir hikmetli sadânın davetidir ramazan. Gökten yağar sağanak sağanak rahmet, dolup dolup taşarhimmet,lokma lokma manevî nimetler lezzetidir ramazan. Koşup yorulduğumuz, bulanıp durulduğumuz, az biraz durup soluklandığımız mânâ rüzgarıdır ramazan.
Kendini geçip Rabbi’ni bulmak için gaflet dağlarından yol aştırır ramazan. Sabır, tesbih tanelerinde zikre dura, kalp tevbe ile arına, cân canânı bula sonsuzluğa kanat vura, ne kutlu muştudur ramazan.
Gönül burcunda bir itikaftır ki sırtını dönünce dünyaya bir bir açılır özündehikmete doğru kapılar. İşte o mübarek kapının anahtarıdır ramazan. Ne zamana ne mekâna sığmayan bir hoşluktur. Hakk’ın boyası ile boyanınca ehl-i imân,üstündeki bin bir renktir ramazan. İster isen mükafatı Hüda’dan her anı ayrı bir rahmettir şehr-i ramazan. Avuçlar semada diller niyazda gönülden gönüle kurulan köprülerde yakıldı işte ışıklı kandillerin mahyası. Sen cümle mü’minlerin gönlüne hoş safa geldin Ey Şehr-i Ramazan…