Bilindiği gibi insan sosyal bir varlıktır. Bunun bir göstergesi de toplu olarak yaşayan ve diğer bireylerle ilişki kuran bireyler için sosyalleşme olayı gerçekleşmektedir. Bir başka deyişle gündelik yaşantıyı sürdürebilmek için insanın diğer bireylerle ve doğayla ilişki içinde olması gerekir. İnsanın her türlü ihtiyacını tek başına karşılaması mümkün olmadığı gibi, işbölümü ve uzmanlaşma bölümünde de ilişki ve iletişim kurulması zorunlu hale gelmektedir. İletişimin sosyal ilişkilerimizin başrolünde oynadığı gibi günlük hayatta aile, arkadaşlar vs. yakın çevremizdeki insanlarla, iş hayatında ise işçi, işveren, yakın çevre arkadaşlarımızla olan ilişkilerimiz kişiler arası grup şeklinde oluşur. Etkin ve sağlıklı iletişim kurabildiğimiz sürece sosyal ilişkilerimiz olumlu yönden ilerler ya da ilerlemeye başlar.
Benlik Kavramı
Benlik; bir insanı kendisi yapan ve onu diğer insanlardan ayıran, farklı kılan temel etkendir. Daha geniş bir bakış açısıyla benlik, özne olan “Ben” kavramının, nesne olan “ben” kavramı hakkında düşünmesidir. Ancak bu konu psikologlar ve kuramcıların farklı görüşler öne sürdükleri gibi son yıllarda daha da dikkat çeken bir konu haline gelmeye başlayan benlik, tarihçe olarak oldukça yenidir. Psikolojik olarak bakıldığında benlik epey geniş ve derin bir kavram olarak karşımıza çıkar. Benlik konusunda bilimde tam bir fikir birliği sağlanamamış ve farklı iddialar ortaya atılmıştır. Bir örnek verecek olursak; sosyal kimlik kuramı diye adlandırılan bir kurama göre, benlik kavramını oluşturan iki temel bölüm vardır. Bunlar kişisel kimlik ve sosyal kimliktir. Kişisel kimlik bireyin kişilik özelliğini, kişiyi kişi yapan değerleri içerirken sosyal kimlik ait olduğumuz toplum, din hatta üniversite gibi, ait olduğumuz sosyal toplulukları içermektedir.
Benlik Tipleri
Birden fazla benlik tanımı olması, farklı benlik tiplerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bunlardan birkaçı “bireysel benlik, kolektif benlik ve sembolik etkileşimci benlik” olarak karşımıza çıkar. “id, ego ve süperego” kavramlarından meydana gelen psikodinamik benlik, yapısı ve temel aldığı kavramlar açısından bir bireysel benlik türü örneği olarak verebiliriz. Kolektif benlik ise, bireysel benliğin tam aksine “ben” tanımlamasından değil “biz” tanımlamasından yola çıkar. Bu benlik türü sosyal psikolojide yeni tanımlanmış olsa da oldukça eski bir tarihe dayanır. Sonraki yıllarda ise ortaya çıkan “sosyal kimlik yaklaşımında” kişiyle alakalı süreçlerin grup düzeyinde anlamlandırılmasıyla kolektif benlik tekrar meydana gelmiştir. Bireysel benliğin “ben” yaklaşımı ve kolektif benliğin “biz” yaklaşımına ilave olarak ikisinden de farklı bir benlik tanımı olan “sembolik etkileşimci benlik” ise insanlar arasındaki genellikle sembolik olan etkileşimden ortaya çıkar. Etkileşimin yapısı gereğince benlik sürekli olarak değişime uğradığından ve semboller içerdiğinden ortak bir anlama sahip olması gerektiği düşünülür. Bu benlik kavramı karmaşıktır fakat buna rağmen son derece etkilidir. Son benlik kavramımız olan “ayna benlik” ile çok yakından ilgilidir. Ayna benlik ise diğer insanların bizi görüşünün farkında olmamız halinden kaynaklanır. Kişilerarası iletişim ve benlik arasındaki ilişki Kişinin “ben kimim" sorusuna verdiği cevabı iletişim yolu ile diğer kişilere aktarma sürecine benlik sunumu adı verilmektedir. İletişimin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için başarılı bir benlik sunumuna, başarılı bir benlik sunumu için de sağlıklı bir iletişim sürecine ihtiyaç vardır. Bu bağlamda günümüzde iletişim ortamlarının değişmesi bireylerin benlik sunumu ortamları anlamda sahnelerin değişmesinde de oldukça etkili olmuştur. Web 2.0’ın iletişim teknolojilerine kazandırılması ile birlikte hayatımıza girmiş olan sosyal medya mecraları yüz yüze iletişimi sanal ortama taşımıştır. Sosyal medya araçları kişilerarası iletişim için yeni mecralar olmakla birlikte benlik sunumu için de yeni bir sahne ortamı anlamına gelmektedir. Örneğin sosyal medya mecralarından Instagram kişilerin fotoğraf veya vido paylaşımları ile daha çok kişiye mesajlarını iletebildikleri ve benlik sunumlarını gerçekleştirebildikleri yeni iletişim ortamlarındandır.
Karşıdaki kişiye göre değişen benlik durumları
Değişen benlik durumları, kişi kendini ifade etmeye çalışırken karşısındaki kişiye göre değişen benlik durumları içerisine girer. Bu gibi değişen benlik durumları, Kişinin karşısındaki ile eşit ve anlaşılır ilişki kurulmasını sağlarken bazen de iletişimin istenilmeyen yönlerini ortaya çıkarabilir. Genellikle üç benlik durumu ele alınır; Birincisi olarak anne-baba yani ebeveyn benliğimiz: iletişim sırasında kullanılan bu benlik durumu; kural koyan, koruyucu, eleştiren tarafımızdır. Diğer insanlara nasıl davranılması gerektiği konusunda öğütler veya emirler verir. İkinci benlik durumumuz yetişkin benliğimiz: İletişim esnasında kullanılan diğer benlik yapısı; bireyleşmiş ve akılcı yanımızdır. Gerçekliği dikkate alan, mantıklı sonuçlar çıkaran, değerlendiren vb. yanımızdır. Kişiliğin akıcı yanıdır. Sık kullanılan benlik durumlarımızdan son olarak çocuk benliğimiz ise Duyguların ağır bastığı yanımız Çocuk benliğimizdir. Çocuk benliğimiz doğal çocuk ve uyarlanmış çocuk olarak ikiye ayrılmış bulunmakta. Kişiliğimizin az gelişmiş ve çocuksu yanıdır. Doğal çocuk benliğimiz, Kişinin fiziksel ihtiyaçlarını gözetir. Tepkileri anlıktır. Eğitilmemiştir. Uyarlanmamış çocuk benliği ise bağımlı ve eğitilmiş çocuk yanımızdır.
İletişimin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için başarılı bir benlik sunumuna, başarılı bir benlik sunumu için de sağlıklı bir iletişim sürecine ihtiyaç vardır.
“Bazı insanlar henüz benliklerini bulamadıklarını söylerler ama benlik; insanın bulduğu değil, yarattığı şeydir.” (Thomas Szasz)