Sözlerime nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Her başladığım cümle, Erman abinin bırakıp gittiği gibi yarım kalacakmış hissediyorum.
Ahmet Kaya’nın meşhur şarkısının o nakaratı sürekli kulaklarımda çınlıyor.
‘Olmasaydı sonumuz böyle’…
Aslında biz her Pazartesi sabahına, onun yazıları ile başlamaya alışmıştık.
Acaba bu hafta ne yazdı diye, herkesin merak ettiği bir kalem.
Evet, Erman Çetin.
Maalesef 42 yaşında ve hayatının baharında, acı bir şekilde yüreğimizi yakarak aramızdan ayrıldı.
Erman abi ile uzun süredir tanışıyorduk. Önceleri çok yoğun bir görüşmemiz olmuyordu. Belki programdan programa.
Ancak son 6 ay eşimden daha çok konuştuğum ve görüştüğüm biriydi.
Ferdi Başkan Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na aday olmayacağını açıkladı.
Herkes acaba adaylar kim olacak diye düşünüyordu.
Biz de Naci Eriş ile bir gün çayımızı yudumlarken, İrfan Karasakal abimizi gördük.
Aynı anda ‘Adayı bulduk’ dedik.
İrfan abiyi görünce, aklımıza Aydın basın camiasının tozunu yutmuş, iyisiyle ve kötüsüyle 25 yıla aşkın tecrübesiyle hizmet vermiş Erman ÇETİN’i aradık.
‘Abi hayırlı olsun adaysın’ dedik.
‘Gençler ne oldu ya, hayırdır’ dedi. ‘Detayları sonra konuşuruz’ deyip telefonu kapattık.
Adaylık süreci tam da böyle başladı.
İlk görüşmemizde, ‘Arkadaşlar ben yine de meslek büyüklerime danışayım. Genç kardeşlerimin bize bakışını bir araştırayım’ dedi.
Bir süre sonra ‘Tamam o zaman bismillah diyelim’ dedik.
Ayşe Yılmaz’ın ofisinde ilk kahveyi içtikten sonra sahaya çıktık.
Erman abinin kaleminin ne kadar sivri olduğunu bilmeyen yoktur. Doğru olan bir konuyu yazmaktan asla çekinmeyeceğini herkes bilir.
Yıllarca zıtlaştığı, ayağına bastığı birçok isim olmuştur.
Ama günün sonunda ‘Saygıyla’ aynı masada oturmayı başarmıştır.
İşte o Erman Çetin, AGC seçimleri öncesi gittiğimiz her üye ziyaretinde bizi şaşırttı.
Herkesin önerisini, sözlerini dikkatle dinledi.
Küçük, büyük demeden asla saygıda kusur etmedi.
Süreçte bazı istenmeyen haberler çıktı. Ama Erman abi ‘Biz bunlara bakmayalım. Biz birlik beraberliği tahsis etmek için niyetlendik’ dedi.
Bizi yine şaşırtmıştı.
Erman abi, son döneminde yaşamıyla, iletişimi ile ve her şeyden önemlisi duruşuyla gerçekten takdir topladı.
Bir gün yüzüne karşı, ‘Abi beni mahcup ettin. Ben seni bu kadar sabırlı beklemiyordum’ dedim.
O da ‘Kardeşim camiamıza yakışır şekilde hareket edeceğiz. Dünü dün de bıraktım ben. Yaşanan olumsuz olaylara takılmam. Hedefimiz belli. Bu yola yakışır şekilde yürümek’ dedi.
Seçim sürecinde hiç kimseyi kırmamak için kılı kırk yardı. Olumsuz bir durumda hemen diğer arkadaşlarla iletişime geçti.
Kavgaya, gürültüye müsaade etmedi.
Bize her zaman, ‘Arkadaşlar biz Aydın Basın camiasına yakışır bir seçim yapacağız. Kazansak da kaybetsek de camiamızın adını yere düşürmeyeceğiz’ derdi.
Seçim günü gözlerindeki heyecanı, yüreğinde uçuşan kelebekleri görmemek elde değildi.
Bir o yana, bir bu yana gidiyordu.
Seçimleri kazandık.
Önce rakibiyle sarıldı. Sonra Yeliz ablaya.
Yıllarca birlikte mücadele ettiği babası Sadettin Amca’nın elini öptükten sonra bizimle göz göze geldi.
Salondaki herkese, ‘Bu seçimin kazananı Aydın Basınıdır. Yine hep beraberiz’ dedi.
İlk günden birlik ve beraberlik vurgusunu yineledi.
Salondan ayrılıp cemiyete geçtik.
Kendisini orada meslektaşlarımız bekliyordu.
‘Eveeettt diyerek içeri girdi. Alkışlarla karşılandı. Ferdi Başkanla sarıldı.
Her zaman Ferdi Başkan’dan övgüyle bahsetti. Kişiliği ve karakteriyle örnek olduğunu hep deklare etti.
Ferdi başkan ve ekibinin görev süreleri boyunca verdikleri mücadelelerini her yerde anlattı.
‘Burası bizim evimiz Ferdi Başkanım. Senin bayrağı bıraktığın yerden daha ileri hep beraber taşıyacağız. Öyle bırakıp gitmek yok’ diye takıldı.
Fikirleri ve hedefleri vardı.
İlk görev dağılımında, ‘Arkadaşlar burada isimler geçicidir. Biz yaptıklarımız ile iz bırakacağız. Güzel işlere imza atmak için bu görevi aldık. İnşallah başarılı oluruz’ dedi.
Çok hızlı bir süreç başladı.
İnanır mısınız, gün içerisinde neredeyse 9-10 telefon alıyordum.
‘Merhaba inan bey, yönetiminize hayırlı olsun ziyaretine geleceğiz. Ne zaman müsaitsiniz’ diye.
O kadar güzel bir ilgi vardı ki, bir gün Erman abiye ‘Abi belediye falan kazanmadık. Siyasi parti seçimi de kazanmadık. Bu nedir ya’ dedim.
Erman abi de ‘Ekibimizin Aydın’daki karşılığı. Sevenleri çokmuş’ dedi.
Ziyaretlerde her zaman Aydın Basın camiasının ne kadar güçlü olduğuna dikkat çekiyordu.
Ramazan ayı araya girince, ‘Abi biraz mola verelim. Ziyaretlere ara verelim. Yaklaşık 4-5 aydır hiç birimiz çocuklara zaman ayıramadık’ dedim.
‘Kardeşim bu yola çıktık, üyelerimizin beklentileri var. Bize güvendiler. Boş durmak yok’ dedi.
Bizim ziyaret ettiğimiz protokol ve diğer kurumlarda şehrin Aydın Basınına gerekli desteği vermesini söylerdi.
Medya güçlü olursa, şehir daha çok gelişir diye konuşurdu.
Farklı bir vizyonu vardı. Aydın için, basın camiamız için her masada kavga etmeye hazırdı.
‘Bunu biz başaracağız’ diyordu.
Yönetimine çok güveniyordu. Yeri geldiğinde eleştirilerimizi saygıyla dinledi ve dikkate aldı.
‘Biz artık bir aileyiz’ diye sık sık söylerdi.
Çok güzel projeleri vardı. Heyecanı ve enerjisi vardı.
Ama…
Ama geçen hafta, acı bir telefon aldım.
‘Erman kalp krizi geçirdi acil gel’
Güldüm, şakayı bırakın dedim.
‘Çok ciddiyim’ dedi arayan kişi.
En fazla ne olabilir ki, yatmıştır hastaneye gider ziyaret ederim. Sonra beraber çıkar cemiyete gideriz diye düşündüm.
Hastaneye ilk geldiğimde ‘Geri dönmüyor’ dediler.
Anlamadım. Kim geri dönmüyor dedim.
O sırada içeriden doktor hanım çıktı. Yaklaşık 1 saattir kalp masajı yapıyoruz. Ama cevap vermiyor dedi.
Kırmızı alan önünde boş gözlerle bir sağa bir sola baktım.
Sonra içeri girdim. Erman abi sedyede uzanıyordu.
İnanamadım. Yaklaştım.
Ondan sonraki 10 dakikayı hatırlamıyorum.
Telefonlarım susmuyor.
Kulağımda tek bir cümle. ‘Erman abiyi kaybettik’
İnanması çok zor. Ama ölüm denen gerçekle karşı karşıyaydık.
42 yaşında, hayatının baharında kaybettik Erman abiyi.
Şehirdeki herkes şok içerisindeydi.
Kimse inanamıyordu.
Artık veda vaktiydi.
İyisiyle, kötüsüyle 25 yıldır Aydın’lıların hafızasına kazınan Erman Çetin’i uğurluyorduk.
Yaklaşık 4 ay önce gülerek girdiği cemiyet binamızın önüne, cenaze arabası yanaştı.
Üzerinde Erman Çetin yazıyordu.
Zor bir imtihandı.
Bize ve Erman Çetin’e yakışan bir törenle son yolculuğuna uğurladık.
Aydın’a son kez imzasını attı.
Abimiz, başkanımız için gözyaşlarımız aktı.
Acımız, yüreğimizi yaktı.
Bundan sonraki süreçte onun dediği gibi, ‘Aydın Basın camiası her zaman birlik ve beraberlik içerisinde olmalı’ sözünü yaşatmalıyız.
Birbirimize saygımızı ve sevgimizi kaybetmemeliyiz.
Erman Çetin’in bize bıraktığı en büyük miras, onun hayalleridir.
Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni yapacağız inşallah.
Bu süreçte acımızı paylaşan herkese teşekkür ediyoruz.
Ancak ilk dakikadan itibaren yanımızda olan başta meslektaşlarımıza, Efeler Belediye Başkanımız Anıl Yetişkin’e, Burak Pehlivan Başkanımıza, İncirliova Belediye Başkanımız Aytekin Kaya’ya, Onur Arazsu Başkanımıza, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerine ve tüm kurum temsilcilerine canı gönülden teşekkür ediyorum.
Yazıma, Erman abinin o sözüyle noktayı koyuyorum.
‘Lehte ve aleyhimde konuşulmadığı gün ben ölmüşüm.’
Seni hiç unutmayacağız abi.
Seni hiç unutturmayacağız…
Mekanın cennet olsun.