Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismiyle..
Yaşadığımız topraklar alelade bir kara parçası değildir. Ecdadımız tarafından fetholunup bizlere miras kalmış kutsal topraklardır. İstanbul gibi Dünya merkezi olan bir şehir 1453 te hiç kolay fethedilmedi. Mazlum Ayasofya şahittir verilen mücadelelere. Yüzbinlerce Şehidin ve Gazinin kanı vardır bu toprak üzerinde. Malazgirt’ten Aydın’a, Kars’tan Edirne’ye nice yerlerde küffara karşı omuz omuza savaşıldı. Kutsal vatan topraklarımızın güvenliği ve bütünlüğü, asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle ve gazilerimizi şükranla yâd ederken, bu sene Çanakkale Zaferi´nin 105. yıl dönümünü de kutluyoruz. Bize 250 bin şehide mal olan bu zafer, Mehmetçiğimizin tarihe geçmiş, destansı ve kararlı mücadelesiyle olmuştur. Göğüs göğüse muharebe edilmiştir. Peki ne için? Sonraki gelen nesiller vatan üzerinde sapkınlık, dinsizlik ve hainliğe düşsün diye mi? Sabaha kadar bira festivallerinde bağırıp çağırsın diye mi?
Kardeşlerim Çanakkale Zaferi, sonuçları itibariyle tarihin akışını ve her şeyden önemlisi Türk milletinin geleceğini şekillendiren çok mühim bir başarıdır. Necip milletimizin iki asırdır devam eden makûs talihini değiştiren bu zafer, azmin, kararlılığın, direncin ve imanın sembolüdür. Çanakkale’de elde edilen bu eşsiz başarı, İstiklal Harbi’mizi zafere ulaştıracak direniş ruhuna da ilham vermiştir. Tam burada Çanakkale kumandanı Cevad Çobanlı Paşayı da saygıyla yad ediyorum. Daha ismini bilmediğimiz ve öğrenemediğimiz nice kahramanlarımız var. Hepsinden Allah razı olsun.
Millet olma şuuruna eriştiğimiz tarihimizin altın sayfalarının başında gelen Çanakkale Savaşı, milletimizin benliğinde ve kalbinde şehadetin manasını yaşatan bir destandır. 18 Mart 1915’te dünyanın en gelişmiş askeri imkânlarına ve ordularına sahip emperyalist devletlerine karşı vatanını savunmak için göğsünü siper eden Mehmetçik’imizin yazdığı bu müstesna destan, kadim mazimizin en şanlı sayfalarından birini teşkil etmektedir. 9 Ocak 1916 da Emperyalizmin ordularına karşı Osmanlının zaferiyle biten bu savaş, bize çok büyük ve anlamlı dersler vermektedir. Her zaman dikkatli ve teyakkuzda olmalıyız. Asla onlara benzemeye çalışmayalım. Düşmanın gözü her daim üzerimizdedir.
Bugün bizler, 105 yıl önce ecdadımızın içeriden ve dışarıdan gelen her türlü fitneye karşı göstermiş olduğu feraseti, basireti, dayanışmayı, birlik ve beraberliği; her türlü olumsuzluğa rağmen gösterdiği o eşsiz mücadeleyi, her daim canımız ve kanımız pahasına da olsa önde tutmak, üzerimizde oynanan oyunlara karşı dimdik ve sağlam bir şekilde ayakta durmak durumundayız. Geleceğimizin teminatı gençlerimize, tarihimizi, geleneklerimizi, dinimizi en iyi şekilde anlatmalı, onları vatan ve millet şuuruyla yetiştirmeliyiz. Unutmayalım ki tarihini bilmeyen cahil bir millet yok olmaya mahkûmdur. Tarihini öğrenmeyenler düşmanına köle olurlar.
Şehitlerimizin bizlere emaneti olan vatanımızı payidar kılmak, bu vatan toprakları üzerinde ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında tek millet olarak yaşamak için Çanakkale ruhunu muhafaza etmek, bizi biz yapan değerler uğrunda gerektiğinde canımızı feda etmek, ülkemizi medeniyetler yarışında daha ileriye taşımak için çok çalışmak, şehitlerimize ve gazilerimize olan minnet borcumuzdur. Ya Rabbi bizleri vatanımızı, milletimizi, devletimizi, bayrağımızı, ezanlarımızı, mabetlerimizi muhafaza eylemeye memur eyle gaflete düşmemize fırsat verme. Amin.