1975 yılında köyden kaçarak bu mesleğe başladığını dile getiren Deveci “İlk dükkanımı 1984 yılında açtım. 1986 yılında da Aydın’a gelip şuanda çalıştığım dükkanı kurdum. 2 tane çocuğum var, bu meslekten kazandığım parayla onları okuttum” dedi.
2000 yılından sonra çıkan fabrikasyon yorganların el emeği yorganların önünü kapattığını, bu durumun da yorgancılık mesleğinin neredeyse neslinin tükenmesine neden olduğunu söyleyen Deveci, birçok kişinin teknolojiye direndiğini fakat bunun sağlıklı olmasına rağmen ekonomik nedenlerden dolayı pamuklu döşek ve yorgana hasret kaldıklarını söyledi. “Bugün basmadan yapılma bir yorgan işçiliğine göre 300 TL ile 700 TL arasında değişiyor.” diyen Deveci, vatandaşların giderek azalsada kendisinin ürettiği yorganları halen severek kullandığını dile getirdi.
“PAMUK EN DOĞALI”
Yünün doğal olduğunun altını çizen Deveci, “Yünde herhangi bir karışım yoktur. Kış aylarında çok sıcak tutar ve yünün özelliği hiçbir zaman gitmez. Aslında en doğalı pamuktur. Yazın veya kışın kullanıldığı zaman bir sıkıntı çıkmaz. Pamuğun atma ve kabartma durumu olduğu için fazla tercih edilmiyor. Vatandaşımız yastık veya yorganını nasıl isterse biz o şekilde yardımcı oluyoruz. Yorgana deseni ressam gibi çiziyoruz. İnsana haz veriyor, aynı rengi kullanmıyoruz. İşlerimiz genelde ilkbahar ve sonbaharda açılıyor, kışın daha sakin geçiyor. İnsanlar yorganları dört mevsim kullanabilirler. Yün yorganlar kışın sıcacık tutar, yazın klima görevi görür, serin tutar" ifadelerini kullandı.
Şimdi ise Pandemi döneminin getirdiği zorunlu kısıtlamalardan dolayı düğün yapılmamasından şikâyetçi. Deveci, pandemi öncesi yaz aylarında özellikle işlerinin güzel gittiğini, insanların çeyiz için yorgan diktirdiğini fakat pandemi sonrası artık düğün olmadığı için çeyiz olayının da olmadığını dile getirdi.
Deveci Aydın’da çok az esnafın yorgancılıkla uğraştığını onlarında durumunun kendisinden bir farkı olmadığını dile getirdi.