Aydın'ın can damarlarından birini oluşturan ve Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, Samson ve Latmos Dağları, Büyük Menderes Nehri, Bafa ve Azap Gölleri ve azmak adı verilen eski menderes yataklarıyla birlikte içine Söke Ovası'nı da alan Aşağı Büyük Menderes Havzası, zengin biyolojik çeşitliliği ile binlerce yıldır devam eden ve birbiriyle etkileşim halinde olan yaban hayatına ev sahipliği yapıyor. Sürekli hareket halinde olan yaban hayvanları, beslenmek, su içmek, barınmak ve üremek için Dilek Yarımadası ve Samson Dağları’ndan, Latmos’a ve diğer doğal alanlara geçerken, Söke Ovası’nı ekolojik koridor olarak kullanıyor.
1950’li yıllarda inşa edilen ve yaklaşık 30 kilometre ovayı ortadan düz bir hatla kesen Söke-Milas Karayolu, bugüne kadar birçok değişim yaşasa da birçok turizm kentine geçiş rotası olmasıyla Türkiye'nin en aktif yollarından birisi olmaya devam ediyor.
"HER GÜN YABAN HAYVANLARI ÖLÜYOR"
"Yaban hayatının devam ettiği ekolojik koridor bölünmüş yolla kesilse de hayvan geçişleri durmamıştır." diyerek yaban hayatının akan trafiğe rağmen karayolu üzerinden geçişlerine devam etmekte olduğuna, binlerce hayvanın bu karayolu üzerinde yaşanan trafik kazaları sonucu can verdiğine dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, "Aydın, Kuşadası, Söke, Didim, Milas ve Bodrum gibi turistik kentleri birbirine bağlayan bölünmüş yolun düz olması, geniş olması ve araçların süratle geçmeleri sonucunda kazalar yaşanmakta ve hemen her gün yaban hayvanları araçlar tarafından çarpılarak ölmektedir.
Bir insanın bile karşıdan karşıya geçişte zorlandığı bu yolda, yaban hayvanları geçerken büyük zorluklar çekmekte, şansı olanlar kurtulmakta diğerleriyse hayatlarıyla ödemektedir. Yola çıkan yaban hayvanı araç gelmiyorsa, bölünmüş yolun ilkine hızlı bir şekilde geçmekte, ancak orta refüjdeki bitki ve ağaçlardan diğer yoldan gelen aracı göremediğinden çarpılmaktadır. Bu durum birçok yaban hayvanının ölmesine neden olurken, sürücülerin de hayatlarını tehlikeye sokmaktadır. Bu konuda pekçok sürücünün kaza yaptığı ve yaralandığı bilinmektedir" dedi.
"6 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN ÇALIŞMA YAPILMADI"
Geçmişte sorunun çözümü noktasında ilgili kurumlara başvurularda bulunduklarını fakat geçen zamana rağmen herhangi bir çalışmanın yapılmadığını söyleyen Sürücü, her geçen gün daha fazla canlının hayatını kaybettiğini belirtti. Sürücü, "Konu hakkında 2011 yılında bir rapor hazırlayarak ilgili kurumları bilgilendirmiştik. Bu konuda duyarlılık gösteren Karayolları Genel Müdürlüğü “Yaban Hayvanı Geçebilir” dikkat!" tabelaları diktirmişti. Ancak o günden beri ölen hayvanlara bakıldığında bu tabelaların çok fazla işe yaramadığı görülmüştür. Karayolları tarafından sürücülerin güvenliğini sağlamak için yol boyunca çelik bariyerler dikilmiştir. Zaten genişleyen ve bölünen yol nedeniyle karşıdan karşıya geçmekte zorlanan yaban hayvanları, hızlarını düşüren bariyerlerin yapılmasıyla birlikte daha da sıkıntıya düşmüşlerdir. 2015 yılında ilgili tüm kurumların katılımıyla, bu sorunun çözümü için Söke-Milas yolunda bir inceleme gerçekleştirilmişti.
Dünyada örneklerinin olduğu gibi yaban hayatı üst geçiş koridorlarının, Söke Ovasındaki yolun düz bir alanda olması ve coğrafik koşulların uygun olmaması nedeniyle mümkün olmadığından, yolun altında bulunan menfezlerin yaban hayatına geçişi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesine karar verilmişti.
6 yıl geçmesine rağmen henüz bir çalışma yapılmadı ve hemen her gün yaban hayvanları çarpılarak ölmeye devam ediyor.
Sadece bugün 2 yaban hayvanı çarpılarak öldü. Bazen 5-6 yaban hayvanının ezildiği görülmektedir. Yıla vurulduğunda ortalama 500’ün üzerinde yaban hayvanının öldüğü anlaşılmaktadır. Bu bölgedeki yaban hayatı için çok önemli bir rakamdır" ifadelerini kullandı.
"ÖLÜM YOLU DEĞİL YAŞAM YOLU OLMASINI BEKLİYORUZ"
Karayolları Genel Müdürlüğü'nün konu hakkında gerekli çalışmaları hayata geçirmesini, küçük düzenlemeler ile dahi binlerce hayvanın hayatının korunacağını söyleyen Sürücü, "Çelik bariyerlerin tel örgüyle kapatılarak, yolun altında bulunan menfezlerin yaban hayvanlarının geçişine olanak sağlayacak şekilde düzenlenirse, bu hem hayvanların ölmesini hem de sürücülerin kaza yapmasını engelleyecektir. Ülkemizin yaban hayvanlarına vermiş olduğu değeri göstermesi açısından da güzel bir örnek teşkil edecektir.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, ülkemizde menfez açısından belki de ilk olacak bu vahşi yaşam geçidini hayata geçirmesini umuyoruz. Söke-Milas yolunun “ölüm yolu” değil, “yaşam yolu” olmasını bekliyoruz." diyerek sözlerini sonlandırdı.