AK Parti Aydın'da değişen bir şey yok

AK Parti Aydın’da neden başarısız oluyor diye her defasında sorgulanıyor.

‘Nerede hata yaptık’ diye yemek masalarında, kafelerde tartışıyorlar.

Bunun birçok sebebi olabilir belki ama her şeyden önce temel soruna odaklanmıyorlar.

Her seçim öncesi birçok Bakan, Genel Başkan Yardımcıları vs Aydın’a geliyor.

Her seferinde trafik kilitlendi, vatandaş isyan etti.

Peki gelenler, heybesi dolu mu geldi?

Tabi ki hayır.

Hiçbirisi ne stadyumun, ne adliyenin, ne emniyet müdürlüğünün temelini atmadı.

Kapalı kapılar ardında toplantılar yapıp gittiler.

Ve ne ilginçtir ki seçimlerde değişen hiçbir şey olmadı.

Son seçimlerde, AK Parti Aydın’da ciddi bir kayıp yaşadı.

Birçok ilçeyi alabilecekken, kaybetti.

Bunun temel sebebi, Cumhur İttifakı nedeniyle MHP’ye bırakılan ilçelerdi.

Peki AK Parti Genel Merkezi bunu neden dikkate almadı?

Bakın, Türkiye genelinde büyük bir hayal kırıklığı yaşayan AK Parti’de, bir sonraki dönem yönetim listesinde olmamasına kesin gözüyle bakılan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Aydın’a geldi.

Program saat 3’te başlayacak denildi.

Aydın Basını olarak belirtilen saatte oraya gittik.

Ancak 2 saate yakın bekledikten sonra, kendisi geldi.

Yine toplantı salonunda beklerken, kendisi ve beraberindeki heyet İl Başkanı’nın odasına çıktı.

Bu arada basın mensuplarına her hangi bir yer ayrılmamıştı. İl Yönetim Kurulu üyeleri ve İlçe Başkanları arasında da koltuk kapma yarışı vardı.

Seçimlerde tarihi fark yiyen ilçe başkanları en öne oturup bacak bacak üstüne atarken, seçim kazanan belediye başkanları köşede oturdu.

İnsan biraz utanır diyeceğim ama, Genel Merkezin kendilerini yeniden ataması onlara özgüven kazandırmıştır.

Bu anlayışla belki bir sonraki seçimlerde daha büyük fark yiyerek milletvekili, MKYK üyesi, İl Başkanı vs olabilirler…

NEYSE!

Çay, kahve içip 15 dakika bekledikten sonra Sayın Genel Başkan Yardımcısı nihayet geldi.

5-6 dakika bir açıklama yapıp, basını dışarı alalım dedi.

Böyle program yapılmaz!

Oraya gelen basın mensuplarının birçoğu 2 saat bekledi. Kimisi çocuğunu kreşten alamadı, kimisi otobüsünü kaçırdı.

Bu programsızlık, vurdumduymazlık size hep kaybettirmeye devam eder.

‘Biz çağıralım, nasıl olsa gelirler, bekleyip haber yapıp giderler’ anlayışıyla, yakında karşınızda 1 kare fotoğraf çekecek basın mensubu bulamayacaksınız.

Vesselam.