Aydın'da en büyük tehlike makyajlı binalar

Son zamanlarda ısı yalıtım, izolasyon ve boya yenileme gibi amaçlarla yapılan çalışmalarda gözle görülür bir artış var. Aydın’ın Efeler ilçesinde hemen hemen her sokakta bir iskele görmek mümkün. Enerji tasarrufu ve binanın değerini yükseltme gibi amaçlarla yapılan çalışmalar adeta popüler olmuş durumda. Fakat 30 Ekim tarihinde Ege Denizinde yaşanan deprem ile birlikte Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu gerçeği vatandaşın aklına tekrar kazınmış durumda. Ajans Aydın olarak Aydınlılara “Bina güvenliğinden önce makyaja öncelik vermek ne kadar doğru?” sorusunu sorduk.

“NASIL OLURDA HAYATINDAN ÖNCE BİNANIN RENGİNİ DÜŞÜNÜRSÜN”

Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan İsmail Özen bu çalışmaların doğru olmadığını söyledi. Özen, “Bu çalışmalar doğru değil. Sağlamlaştırma çalışmaları belki de yaptıkları makyajdan ucuz. Bunu yapmalarının sebebi bence kolon bakımı gibi işlemlerin fiyatlarını bilmemeleri. Aynı zamanda bir çok kişiye ısı yalıtım gibi işlemler daha cazip geliyor. Tamam ısı yalıtım istersin, doğalgaz faturası azalır dersin ama nasıl olurda hayatından önce binanın rengini düşünürsün?” dedi.

“ARTIK BİR FELAKET ÜLKESİ OLDUK”

Ali Deveci ise yeterince önlemler alınmadığına vurgu yaparak,  “Türkiye’nin her yerinde var bu. Rıza Bey apartmanında gördük. Adam dükkan yapmak için kolonları kesmiş. Koskoca kolonu kesmiş adam. Neymiş, yer açamıyormuş. Vatandaşta bunu görüp ‘uğraşamam’ diyerek ses etmiyor. Devlet nerede peki? Burası bir deprem ülkesi, bu konunun artık bir bakanlığı olmalı. Denetimden sorumlu bambaşka yönetmelikler olmalı. Artık bir felaket ülkesi olduk. Belediye bu işlemleri denetlemeli. Sonuçta başlamadan izin alman gerekiyor. Belediye gelecek, bakacak, binanın daha önce yapılması gereken bir işlem var mı diye denetleyecek. Gerçi onlarda rüşvet yer, bizde herkes rüşvet yiyor. Türkiye bu saatten sonra felaketlerden kurtulmaz. İnsanlarda bu zihniyet olduktan sonra işimiz çok zor. Konu sadece ısı yalıtım falan değil. E bi de fakirlik var, insanlar çürük binalarda oturmak zorunda. Başkasına gücü yetmiyor sonuçta.” ifadelerini kullandı.

“ECEL KAPIYA GELMEDEN BAZI ŞEYLER DÜŞÜNÜLMÜYOR”

Kendi binalarına da ısı yalıtım yaptırdıklarını söyleyen Kerem Uzuner, “Geçen sene bizde apartman olarak ısı yalıtım yaptırdık. Doğalgaz faturasından tasarrufa gitmek için bu yolu tercih ettik, çokta bir tasarruf olduğunu görmedim ben. Çok fazla olmayan bir miktar düştü bana. Daha önce hiç binamın depreme dayanıklı olup olmadığını düşünmemiştim,  depremde 3 yıllık bina öyle bir sallandı ki yıkılacağını sandım. O hafta ki apartman toplantısında da bu konuyu konuştuk, gerekli denetimleri kısa sürede yaptırmaya karar verdik. Ecel kapıya gelmeden bazı şeyler insanın aklına gelmiyormuş ben bunu anladım.” diye konuştu.

“İNSANLAR ARTIK DAHA BİLİNÇLİ”

Depremin insanlarda bilinç oluşturduğunu düşünen Gülbahar Kutlu ise, “Ülkemiz öyle bir hale geldi ki, oturduğumuz binaları yapan müteahhitlere güvenmemek artık normal bir şey. Depremden sonra gördük işte, adamlar neler yapmış. Vatandaş bunu nereden bilebilirdi? Ben Girne mahallesinde oturuyorum, geçen sene evlenmeden önce bir ev aldık ve eşimle yerleştik. Hiç düşünmemiştim apartmanımın depreme ne kadar dayanıklı olduğunu. Depremden sonra bu aklıma geldi ama öğrenmek için nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyorum. Belediyenin de katkıları ile bu denetimlerin arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Bana sorarsanız insanlar artık daha bilinçli. Deprem vatandaşa büyük bir korku saldı. Yapı denetim ve sağlamlaştırma çalışmalarında hızla bir artış görüleceğini düşünüyorum.” dedi.