Gölgedeki 'Korkaklar'
İnan GÜL yazdı...
Adnan Menderes Üniversitesi son günlerde belirli çevrelerin hedefi haline gelmiş durumda.
Aslına bakarsanız, uzun süredir kendilerini gölgelerde gizlediğini zanneden bazı zatlar, mikser gibi piyasayı yokluyordu.
Yokladılar yoklamasına da elle tutulur bir şey bulamadıkları için, mahalle dedikoduculuğu ile yetindiler.
Herkesin bildiği gibi Adnan Menderes Üniversitesi, geçmiş yıllarda kaos dolu dönemler geçirmiş, birçok kez hiç hoş olmayan haberlerle gündeme gelmişti.
O dönemde karşılıklı restleşmeler ve çekişmeler sonucu personellerdeki huzursuzluk zirve yapmıştı.
Bel altı haberler, mahkeme süreçleri vs.
ADÜ herkesin kaçtığı bir kurum haline gelmişti.
Daha sonra kimsenin tanımadığı bir isim olan Bülent Kent rektörlüğe atandı.
‘Ben kimsenin tarafı değilim, ben devletin görevlendirmesiyle bu şehre gücümün yettiği kadar hizmet etmeye gelen birisiyim. Burada da devletten başka kimsenin sözü geçmez’ demişti.
Yani kısacası Bülent Kent’in, ‘Kimse benden kavga etmemi, önceki dönemleri sorgulamamı, birilerinin ayağını kaydırmamı, ali cengiz oyunlarıyla bir yönetim anlayışı sergilememi’ beklemesin dediğini anlamıştık.
Dediği gibi de yaptı. İlk olarak kaos ortamını bitirdi. Üniversitede eğitim alan ve eğitim veren herkese güven verdi.
Yaklaşık 7-8 aydır maaş alamayan işçilerin paralarını ödedi.
Yerel esnafa olan borçları tek tek temizledi.
Bunlar saymakla bitmez tabi.
Ayrıca hastane başta olmak üzere, üniversitedeki personel eksikliğini giderebilmek için Ankara’nın yollarını aşındırdı.
İşinin ehli olan, girdiği sınavlarda başarılı sonuçlar elde eden ve görevinde kendisini kanıtlamış isimleri ADÜ’ye kazandırmaya çalıştı.
Gelen herkese kapısını sonuna kadar açtı, dertlerini dinledi.
Hiçbir zaman ikinci bir ajandası olmadı.
Herkese samimiyetiyle ve çözüm odaklı yaklaştı.
‘Devletin ve milletin tek kuruş hakkını yedirmem. Bu uğurda rant elde etmeye çalışanlarla gövdemi ortaya koyar mücadele ederim’ dedi.
Kısa sürede bütün üniversite Bülent Kent’in adaletini, samimiyetini ve dürüstlüğünü konuşmaya başladı.
Tabi bu durum, bazı zatların bütün hayallerini yıkıp geçti.
Çünkü Bülent Kent’in hırsızlığını, namussuzluğunu ve zalimliğini bulamadılar.
Sonra kirli planlar kurup, kişiler üzerinden Bülent Kent’i yıpratmak için düğmeye bastılar.
Basına isimsiz mailler göndererek, ihaneti başlattılar.
Daha sonra servis edilen bazı haberler ile ADÜ’ye ve Bülent Kent’e itibar suikastı düzenlemeye başladılar.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü ne rant, nede istedikleri makamı elde edemediler.
Edemeyecekler de…
Bülent Kent, devletin emanetine sahip çıkarken elbette yalnız kalmayacak.
Kim, hangi kimlikle gelirse gelsin.
Bundan sonra herkes ektiğini biçecek.
Kişisel kavgalarınız ve makam sevdanız uğruna yaptığınız yanlışa, daha gür sesle yanlış demeye devam edeceğiz.
Ve
Doğruya doğru dediğimiz için, kavga etmek gerekirse kavga ederiz.
Tercih meselesi...
**
Son olarak!
Yakın zamanda yaşadığım şu anektodu paylaşmak istiyorum sizlerle.
Hemen her gün mahallemdeki kedilerle oynar, onlara bir şeyler ikram ederim.
Baktım ki son günlerde aralarından biri, aramızda surat asıyor.
Biraz sevmek istedim, elimi ısırdı.
Şaşırdım tabi.
Daha sonra bir gün eve dönerken, o kediyi arka mahallede yeni bir grupla gördüm.
Başka birisi onun sırtını sıvazlıyor, bir şeyler ikram ediyordu.
Üzüldüm tabi. Bizim aileden gibi görünse de, başkaları için şımarıklık yapmaya başlamış.
Yapacak bir şey yok deyip, yoluma devam ettim.
Birkaç gün sonra bir köşede, yaralı bir halde ağlarken gördüm.
Mahalledekilere sordum, ne oldu diye?
Sokaktaki köpekler saldırmış!
Onun sırtını sıvazlayan, yaş mamalarla gözünü boyayıp aramızdan ayırmaya çalışan o kişide, kendi kedilerini alıp, bizimkini kavganın ortasında tek başına bırakmış.
Üzüldüm.
Ne olursa olsun, bizim mahallenin kedisidir diye kucağıma alıp, veterinere doğru yola çıktım.
Yolda kulağına fısıldayıp, ‘Gördün mü bak. Birlik olmazsan böyle dayak yersin. Seni de ailenden başkası kurtarmaz’ dedim.
İnşallah gerekli dersi almıştır, yaramaz çocuk.
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.