HAYTAP’tan sokak hayvanların barınaklara terk edilmesine tepki

HAYTAP’tan sokak hayvanların barınaklara terk edilmesine tepki

Gaziantep’te yaşanan köpek saldırısının ardından son günlerde sokak hayvanlarının toplanmasına ve barınaklara terk edilmesine bir tepki de Haytap’tan geldi.

Haytap Aydın Temsilcisi, Aydın Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Şenay Tekinbaş’ın yaptığı açıklamada;

“Gaziantep’te sahipli iki köpeğin Asiye kızımızın yaralanmasına sebep olduğu elim olay sonucu Cumhurbaşkanımızın Belediyeleri göreve çağırması, ki Cumhurbaşkanımızın konuşmasında sokakta yaşayamayacak hasta, agresif ya da engelli hayvanlar için bakımevi oluşturulması, sokak hayvanları için artan yemeklerden mama üretimi yapılması gibi cümleler yer alırken bu konuşmanın içinden, bugüne kadar işini yapmayan Belediyelerce, “köpeklerin toplanması”  sözü cımbızla çekilerek, yanlış yorumlanarak sürek avına dönüştürülmüş ve sokak hayvanlarının yok edilmesi için fırsata çevrilmiştir.

“TOPLAYAN BELEDİYELER CAN DOSTLARIMIZI MEÇHULE VEYA KÖTÜ ŞARTLARDAKİ BARINAKLARA ATMAKTADIRLAR”

2004 yılında yürürlüğe giren 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6/4 maddesi uyarınca; “Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.”denilmektedır. 5199 sayılı yasa 2004 yılında çıkmış olup, bu yasa ile tüm belediyelere kısırlaştırma ve rehabilitasyon görevi verildiği halde,1389 Belediyenin 1200 tanesinde bakımevi ve kısırlaştırma merkezi yoktur. Birkaç gündür en uysal olanları bile toplayan Belediyeler can dostlarımızı meçhule veya kötü şartlardaki barınaklara atmaktadırlar. Yaşanan tüm bu olayların akabinde Bakanlık 27.12.2021 tarihi itibarıyla sahipsiz hayvanlar ve tehlikeli ırklarla ile ilgili genelge yayınladı. Yapılan görüşmeler ve gösterilen tepkiler neticesinde olası facianın eşiğinden geri dönüldü. Buna göre, sahipsiz hayvanların gelişigüzel toplatılmaması, sadece kısırlaştırma ve tedavi amacıyla bulundukları yerden alınabilecekleri ve rehabilitasyon sürecinden sonra tekrar alındıkları ortama bırakılacakları belirtilmiştir. 


5199 sayılı yasanın 6. maddesi ile uyumlu olacak şekilde sahipsiz hayvanların tedavilerinin yapıldıktan sonra alındığı yere geri bırakılacağı vurgulanmıştır.  Genelgenin hiçbir yerinde barınak kelimesinin geçmemesi, onun yerine bakımevi kelimesinin özellikle belirtilmesi bu merkezlerin tedavi işlevi göreceğine dair en büyük kanıttır. Zaten genelge mevcut yasaya aykırı olamayacak şekilde düzenlenmiş ve belirsiz konular netleştirilmeye çalışılmıştır. "Sahipsiz hayvanların ve tehlike arz eden hayvanların yaşam hakkının ihlal edilmemesi" denilerek de,  onları öldürmek ve bakımevlerine tıkmak için fırsat kollayan belediyelerin önü kapatılmıştır.


Genelgenin en kritik maddesi olan 7. maddesinde de; 

7- Henüz rehabilite edilmemiş sahipsiz köpeklerin, belediyelerce hayvan bakımevlerinde veya geçici ünitelerde kısırlaştırılarak veri tabanına kaydedilmesi; geçici ünitelerde yapılan kısırlaştırmalar sonrasında, HAYVANLARIN ALINDIKLARI ORTAMA BIRAKILMADAN ÖNCE sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirlerin alınması, ifadesi kullanıldı.  

“İŞGÜZAR BELEDİYELERİN ELİNE KOZ VERİLMESEYDİ”

5199 sayılı yasanın 6. maddesi değişmediği sürece hayvanlar tedavi edilmek için alınsa bile tekrar alındığı yere bırakılmak zorunda. Genelgenin 7. maddesi çok net.  Kafayı karıştıran 8. madde ihbar halinde toplanabileceğini söylese de tedaviden ve rehabilitasyondan sonra tekrar alınacağı yere bırakılması gerektiği 7. madde ile birlikte yorumlanmalıdır. Bu zamana kadar kısırlaştırmaları, aşıları yapılmayan küpeleri takılmayan tüm hayvanlar da bu kapsamdadır. Keşke basında yer alan açıklamalarda, değindiğimiz kanun maddeleri, yayınlanan genelgeler ile bir bütün halinde değerlendirilerek sunulsaydı da kötü niyetli insanların ve işgüzar belediyelerin eline koz verilmeseydi. 

“SOKAĞINDAKİ, MAHALLESİNDEKİ HAYVANLARA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUM”

Yayınlanan Genelge ve Cumhurbaşkanımızın açıklamaları bir arada değerlendirildiğinde mevcut bakımevlerinin şartlarının iyileştirilmesi, bakımevi bulunmayan belediyelerin bakımevi açmaları ve hatta hayvan beslemeye elverişle besin maddelerinin toplanarak hayvan tüketimine uygun hale getirilmesi gerektiği belirtilmektedir.  Tüm bunları bir arada değerlendirecek olursak, zaten kanunda yer alan belediyelerin sahipsiz hayvanlar için yapması gerekenler tekrar ve ayrıntılı olarak sıralanmış, rehabilitasyon ve özellikle kısırlaştırma işlemlerine ağırlık verilmesi gerektiği, bütçenin bu yönde artırılması ve mevcut bakımevlerinin şartlarının iyileştirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Herkesi bu doğrultuda sokağındaki mahallesindeki hayvanlara sahip çıkmaya çağırıyorum. 

“BİZLER ÇABALAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Besleme bölgelerimizdeki tüm hayvanların kısırlaştırılmasına gereken özeni gösterebilirsek (Belediyeler kısırlaştırma operasyonunu ücretsiz olarak yapıyor zaten) ancak o zaman sokak hayvanı sayısını kontrol altına alabiliriz. Kısırlaştırma demişken petshoplarda hayvan satışı(kedi-köpek) yasaklanmadığı sürece, merdivenaltı diye tabir ettiğimiz evlerde, kömürlüklerde, depolarda üretilip satılan hayvanlara yasak getirilmediği sürece bizler böyle çabalamaya devam edeceğiz. Biz musluğu kapatmadan havuzu boşaltma çabasındayız. Bakanlıktan öncelikle üretimin tamamen yasaklanması için bir adım atılmasını bekliyoruz. 

“KORKUNÇ ŞEKİLDE ACI ÇEKTİREREK ÖLDÜRÜLMELERİ VAR BİR DE...”

Öncelikle üretimin tamamen durdurularak ardından eş zamanlı kısırlaştırma çalışmaları ile sokakta yaşayan hayvan sayısını azaltabiliriz. Bir hayvan korumacı olarak çöp kenarlarında, araba altlarında, mezbaha önlerinde yaşamaya çalışan hayvanları görmekten tabii ki mutlu değilim. Bunun kazası var, insan terörü var, hastalığı var, açlığı var. Bu sözümün üzerine iyi işte hepsini barınağa alıp orada besleyelim diyecek kişilere tek bir şey sorarım. Hayatınızda hiç barınak gördünüz mü. Açlıktan birbirini yiyenler, korku içinde saklanmaya çalışanlar, yağmurun altında tir tir titreyenler, dışkılarının üzerinde yatmak zorunda kalan hayvanlar... Korkunç şekilde acı çektirerek öldürülmeleri var bir de... Sosyal olan hayvanları hangi hakla barınaklara tıkarız. Kaldı ki genelgede böyle bir ibare yok. Tam tersine hayvanların geçici olarak tedavi, aşılama, kısırlaştırma için alınacağı ve rehabilitasyon sürecinden sonra kimliklendirildikten sonra alındığı ortama geri bırakılacağı net bir şekilde ifade edilmiş. 


Yasaklı ırk olarak tabir edilen ve kısırlaştırılıp kayıt altına alınması için 14.01.2022 tarihine kadar süre verilen ırklara sahip kişilerin köpeklerini verilen süreyi kaçırmadan kısırlaştırıp kayıt altına almalarını rica ediyorum. Maalesef bu tarihten sonra tespit edilen köpeklere el konulacak ve ölene kadar bakımevinden çıkamayacaklar. Onlar bizim dostlarımız. Kendilerini ifade edemedikleri için onların hakkını bizler savunmaya çalışıyoruz. Yaşadığı bölgede 5199 sayılı yasa ve yayınlanan genelgenin ihlal edildiğini görenlerin hemen şikayetçi olmalarını istiyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler