İslamın Sancaktarı Türkiye

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla

Ali İmran suresi 141. Ayette “Yılgınlık göstermeyin hüzünlenmeyin İman etmiş kimseler iseniz üstün gelecek olan sizlersiniz” müjdesinin tecelli ettiği yerdir bu topraklar.. Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. (Al-i İmran Suresi, 169) Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz (Bakara Suresi, 154) buyrulmaktadır. Peygamber efendimiz “Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, isterdim ki Allah yolunda cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim.” (Buhari, Müslim) buyurarak Şehitliğin nasıl büyük bir mertebe olduğunu ifade eder.

İşte Onlar cepheye bu duygularla gittiler ya şehidlik ya gazilik nasip et duasını ağızlarından düşürmediler. Biliyorlardı ki Cennette Peygamberimizin Sancağı altında toplanmak dünya nimetlerinden daha tatlıydı. Şehadet şerbeti dediler ölüme, kana kana içtiler, cenk meydanlarını küffara dar ettiler, bedenlerini siper yaptılar, geçirmediler! Ecdadımız ne büyük bir ecdadtır Allah onlara layık bir nesil olmayı nasip eylesin.

Öte yandan günümüze geldiğimizde Çağımız pek çok hastalıkların yaşandığı zor bir çağdır. Ahir zaman ile ilgili hadislerde belirtilen alametlerin yoğun olarak yaşandığı bir çağdır. Bir yandan insanoğlunun bitmek bilmeyen tamahkarlığı ve yeryüzünü sömürme yok etme çabaları, öte yandan savaşlar, kardeş kavgaları, cinayetler,  terör ve politik tartışmalar..

Emperyal güçlerin İslam toprakları üzerinde oynadığı oyunlar müslümanı müslümana kırdırma parçalatma ve yok etme çalışmaları haçlı seferlerinden beri aynı hızla devam etmektedir.. Fakat asla unutmayalım ki bu sancılar bu oluk oluk akan kanlar bir kutlu doğumun habercisidir. Pek çok badireleri atlatmayı bilen milletimiz ümmetimiz mutlaka bu oyunları da bozacak bu badirelerden kurtulacak Allahın izniyle felaha kavuşacaktır. Yeter ki İslam birliği düşüncemizi ümmet olma şuurumuzu muhafaza edelim tevhid inancı ile birbirimiz arasında hakiki bir kardeşlik tesis edelim. Müslümanlar param parça bir vaziyette darmadağın olmuş damarlarına enjekte edilen ırkçılık mezhepçilik hizipçilik gibi hastalıklarla mücadele etmektedir. 

İslam alemi Türk milletinin Osmanlılar gibi yeniden tarih sahnesine çıkmasını ve mazlum İslam coğrafyasını yeniden ihya etmesini toparlamasını beklemektedir. Dünyanın gözü üzerimizdedir. Sürekli gelişen büyüyen ülkemiz, karanlık güçlerin hayallerini yıkmakta uykularını kaçırmaktadır. Korkunun ecele faydası yoktur. Halkımız küllerinden yeniden doğmakta ve devletimiz güçlenmeye devam etmektedir.

Kominizm kapitalizm ateizm gibi sonu İzm ile biten yıkıcı fikirlere ve hareketlere karşı, İslam medeniyetimizi yıkmaya çalışan bu tür akımlara karşı hakiki İslam anlayışını ve tevhid akidesini savunmalıyız. Kuranı Kerimin bizlere vermek istediği mesajları yüzünden okumakla yetinmeyip anlamaya idrak etmeye tefekkür etmeye çalışmalıyız. Kuran ve sünneti hayatımızda daha çok tatbik etmeliyiz. Peygamberimizi sahabeyi alimlerimizi ve manevi önderlerimizi kendimize rehber edinmeli hayatlarını ahlaklarını kendimize örnek almalıyız.

Bugün müminler topluluğu olarak ümmet bilincini ittihadı İslam fikrini yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Bugün İslam coğrafyasında barış ve esenliği, şefkat ve merhameti, hak ve hakikati yeniden egemen kılmaya ihtiyacımız var. Unutmayalım ki, örnek ümmet olabilmenin yolu gönülleri bir, gayeleri bir, samimiyet ve sadakatle bezenmiş kardeşler olmaktan geçer. Allah’ım! Bozgunculuktan, düşmanlıktan, münafıklıktan, ihanetten ve kötü ahlaktan sana sığınırız Bizleri bu kötülüklerden muhafaza eyle! Ümmeti Muhammed’i yeniden ve ebediyen aziz bir ümmet eyle