ÖZCAN'A AĞIR GÖNDERME

Bugün Türkiye, sadece kendi bölgesindeki ülkeler tarafından değil tüm dünya ülkeleri tarafından önemseniyor ve itibar görüyorsa bunun en etkeni, ömrünü vatanına ve milletine adamış, ümmetin sesi olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm tehditlere karşı cesur duruşudur.

Seçimler de HDP’li seçmenlerin desteğini alarak Nazilli Belediye Başkanı olan Kürşat Engin Özcan’ın Nisan Ayı Belediye Meclis Toplantısında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve partimizi hedef alan açıklamalarına bakınca, insan sormadan edemiyor.

Sn. Özcan, ‘‘Bu Ne Perhis, Bu Ne Lahana Turşusu!’’

Sizler bizim HDP ile anlaşma yaptığımızı iddia edecek en son kişisiniz.

Adına Millet İttifakı koyduğunuz bir oluşumda CHP, Saadet ve HDP ile bir olacak, kapalı kapılar ardında sadece kendi menfaatinize yönelik pazarlıklar yapacaksınız, HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan gözlerinizin içine baka baka "Koltuğunuzda HDP'ye, PKK'ya gönül verenlerin oylarıyla oturuyorsunuz." dediğinde ağzınızı açmayacaksınız, size bu raconu kesen bir partinin seçmenlerinin desteği ile Nazilli’de başkanlık koltuğuna oturacaksınız, ittifak ortağınız olan CHP’nin Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı ile uyum içerisinde çalışmak yerine güç savaşı içerisinde olacaksınız kalkıp bize dil uzatacaksınız öyle mi?

Hadi oradan.

Sn. Özcan, Oslo’ya atıfta bulunarak bizim eli kanlı terör örgütü PKK ile iş birliği yaptığımız iddialarınızda bulunmanız sizin nasıl bir akıl tutulması içerisinde olduğunuzun en büyük göstergesidir.

PKK’dan ve dolayısıyla HDP’den siz madem bu kadar rahatsız oluyorsunuz, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde birileri sizin genel başkanınız olan hanımefendi ile hain, alçak terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP Eş Genel Başkanını bir görüp ikisinin de kadınlar gününü kutlarken, neden bu rahatsızlığınızı dile getirmediniz?

Sahi bu zamana kadar HDP’den dolayı duymuş olduğunuz sözde rahatsızlığınız hakkında bir açıklamanız oldu mu?

Olamaz. Çünkü HDP seçmenlerinin desteği ile o başkanlık koltuğunda oturduğunuzu ve onlara biat etmek zorunda olduğunuzun, aksi halde hem yerel de hem de genel de ittifakınızda sorun yaşanabileceğinizin sizde bal gibi farkındasınız.

Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen, kendilerine bağlı bir ülke konumuna getirmek isteyenler,  zamanında Kuzey Irak'a, binlerce tır tank ve mühimmat getirdiler. Bunları teröristlere teslim ettiler. Biz Başkan Erdoğan liderliğinde o alçaklara bir şans verdik, dedik ki silahlarınızı bir daha çıkarmamak üzere betona gömün. Anlamadılar, akıllanmadılar. Ama gelinen noktada yerli silahlarımızla, muzaffer ordumuzla hem içerde hem de dışarda o namertlerin inlerine girdik, başlarına yıktık. Bakın teröristler şuan hiçbir yerde kendilerini güvende hissetmiyorlar. Acaba, Türkiye Devleti nerde karşımıza çıkacak ve ocağımızı başımıza yıkacak diye kaçacak delik arıyorlar.

Biz kararlıyız. Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bizim bu kararlı mücadelemiz devam edecektir. Bundan hiçbir kimsenin endişesi olmasın."