UCİM'den Adalet Bakanlığı'na çağrı
UCİM, 27 maddelik dördüncü yargı paketi olarak bilinen Ceza Muhakemeleri Kanunu ve bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Teklifinin TBMM Adalet Komisyonu tarafından kabul edilmesine tepki gösterdi.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan çocuk istismarlarına karşı büyük tepki gösteren, gönüllü avukatları ve uzman kadrosuyla il il mücadelesini her geçen gün arttıran Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), Adalet Komisyonu'ndan geçen dördüncü yargı paketi içerisinde bulunan “Kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren somut delillerin bulunması gerekmektedir” tümcesine, ''delil yorumu hakkında tümüyle sanık lehine katı ifade değişikliği" maddesine ve yargı paketindeki somut delil idafelerine büyük tepki gösterdi. UCİM, sosyal medya hesaplarından ve ucim.org üzerinden duyarlı vatandaşları kabul edilen kararlara tepki göstermeye davet etti.
UCİM Kurucu Başkanı Saadet Özkan, kendisine ait sosyal medya hesabında “UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği olarak çağrımız var!
4. Yargı Paketinde çocuklar hakkında yapılan düzenleme kabul edilemez. Konuyla ilgili bütün vatandaşlarımızı CİMER üzerinden Adalet Bakanlığına yapılacak olan değişiklik metninin paket içerisinden çıkartılmasını talep etmeye davet etmekteyiz! Desteklerinizi bekliyoruz.” mesajını yayımlamasının ardından Türkiye’nin dört bir yanında bulunan UCİM’in gönüllü üyeleri ve duyarlı vatandaşlardan destek istedi.
UCİM Derneği, ucim.org.tr üzerinden paylaştığı basın açıklaması ile Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na sert tepki gösterdi. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“Sayın Adalet Bakanlığı; Kamuoyunun yakından bildiği CMK m.100 kapsamındaki katalog suçlarda tutuklamanın; ''kuvvetli suç şüphesi'' yerine ‘somut delil’ şartıyla mümkün olacağının belirtildiği 4. Yargı Paketi TBMM’ye sunuldu. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda ve sair bazı kanunlarda değişiklikler yapılmasını içeren ilgili yargı paketi metnini üzülerek okumuş bulunuyoruz. Komisyona sunulan paket metninde yer alan tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için; 'Kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren somut delillerin bulunması gerekmektedir' tümcesinin; adaletin tecellisini baltalayacağını ve çok daha büyük mağduriyetlere sebebiyet vereceğini düşünüyoruz. Yarının Türkiye'sinin yegane mimarları olacak kahraman evlatlarımız adına adalet aramak başlıca vatandaşlık görevimizdir ancak; maalesef gündemde olan 4. Yargı Paketi kapsamında 27 maddelik değişiklik paketinin 13.maddesinde ele alınan 5271 sayılı kanunun ilgili hükümlerinde; ''DELİL YORUMU HAKKINDA TÜMÜYLE SANIK LEHİNE KATI İFADE DEĞİŞİKLİĞİ'ne'' gidilmek istenmesi , hukuka uygun görünmemektedir. Somut deliller, istismarın yapıldığı anda meydana gelen; izler, ekimozlar, fiziki bulgulardır. Yargıtay'ın da çeşitli kararlarında belirttiği üzere çocuk; istismara uğradığını yaşadığı travmanın etkisiyle sıklıkla 'uzun bir süre sonra' söyleyebilmektedir. Bu gibi durumlarda somut delil varlığı mümkün olmayacaktır. Cinsel istismar vakaları dört duvar arasında kimsenin gör(e)meyeceği ortamlarda cereyan eder dolayısıyla kanuna 'EMREDİCİ LAFZ' getirerek; ille de ‘somut delil' demek, Bu mahiyetteki suçları işleyen kişilerin cezasız kalmasının önünü açmak anlamını taşıyacaktır. Yargı paketinin içindeki cinsel suçlarda 'tutuklama tedbirinin uygulama alanı bulması için' ; 'Somut delil' şartı getirilmesi herhangi bir cinsel suç sebebiyle kimsenin cezaevine girmeyeceği koşulları yaratma hatta ve hatta delil karartma noktasında failin eline çok güçlü de bir koz verme anlamına gelecektir. Bu, ülke çapında; cinsel suçları serbest bırakmak olarak yorumlanabilecek ve ne yazık ki uygulama alanı bulması durumunda kahraman çocuklarımızı savunmasız bırakacak bir düzenleme olacaktır. Türkiye'nin de tarafı olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3.maddesine göre; 'Çocuklara ilişkin olarak kamusal ya da özel sosyal yardım kurumları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan bütün tasarruflarda, çocuğun yüksek yararı öncelikli olarak göz önünde bulundurulacaktır.'' denilmektedir. Ülkemizin bir an evvel çözüme kavuşturması gereken başat sorunlarından olan bir konuda bu denli mantık,hukuk ve izahtan yoksun değişiklik; başta biricik çocuklarımızın zararına olacağı gibi vatandaşların da adalete olan inancına maalesef darbe vuracaktır bu görüşlerimiz vesilesiyle ilgili değişiklik metninin paket kapsamı içerisinden çıkartılmasını arz ve talep etmekteyiz. Saygılarımızla.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.