Müşkilât

Müşkilât

Sevilay Durmuş yazdı...

Görmüyor musun bulutların kavgasını

Rahmet olup damla damla yağsın diye yüreğine

Kara bulutlardan saf yağmurun yağması kolay değil…

Bir ömürde kaç zemheri geçirdin kim bilir

Baharla kar altından baş uzatan kardelen misâli ümidi içinde saklamak kolay değil…

İbret nazarıyla baktık -kahir ekseriyetle- bu serencâma

Kirlenen yeryüzü müydü yoksa göz merceklerimiz mi anlamak kolay değil.

Hepsi hepsi bir fırtınalık zamandı ömür

Tutunamadan, el uzattığımız dalların kırılganlığını görünce

Bir dalı bile kırmadan yaşamak kolay değil.

Her zahmeti bir rahmete çeviren var. Gayreti kaderin mürekkebiyle yoğurup

alnından damla damla ter ile süzdürmek kolay değil.

Ciğerin pare pare kimi zaman yine de bin bir yama ile dikiş tutturmuşuz

 yaşam denen bu çiçekli pâzene

biz büyüdük ve büyüdü hayallerimiz, büyüdükçe küçüldü mavi gökyüzü

rengârenk ümitlerimizi kuyruk yapıp  uçurtmamıza

dünyanın bütün olumsuz hava şartlarına rağmen uçurmak kolay değil…

bir hâlden anlayan bulabilmek için -taş altı da dahil-

bakmadık yer bırakmadan dönüp durduk bu âlemin içinde

soru nerede cevap nerede, sır içinde sır ile sırlanmak kolay değil…

masumiyet defterinde kara kara lekeler, aynalara  bakıp dururken öylece

kendinle yüzleşecek yüzü bulmak  kolay değil.

Benlik zırhını takmışken sırtına hiç sorgulamadan nefsini

Bir özrü samimiyet perdesinden dillendirmek elbet kolay değil!

Hakikat uğruna serden geçmediysen bir kez bile gözünü kırpmadan

Bu dünyanın karşısına geçip “yalancısın” diye haykırmak kolay değil!

Bir muamma her âdem, aklın çengeline bin soruyu asmak kolay değil.

Bazen yolunu kaybetmiş bir seyyâhsın bu gurbette

Ne bir barınağın var, ne sığınağın ne de bir pusulan

Gönülden gönüle varan o yolu bulmak inan hiç kolay değil!

Bunca zaman hep ezberden okudun hayatı

Kemâle ermek için mânânın rahle-i tedrisinden geçmek kolay değil.

Bir uzun masalla avunup durmak varken

bir gerçeğin dikenini yüreğinden çekip çıkarmak kolay değil.

Nice nice kapılar var yeryüzünde ki nice garibin yüzüne kapanmış bir bir

Dost’un kapısın bulmak nasip işi, ol kapıyı bulmak dahi kolay değil!

Kara gecede zifiri karanlıkta yürüyen karınca,

Ol karıncanın dahi hakkını görüp gözetmek kolay değil.

“İnci sancı mahsulüdür” demiş erenler

Bahtın gerdanında parlayan bir inci olmak için

Kaç bin sene o sancıyı çekmek de kolay değil.

Bir sanatlı kilim misâli bu hayat “her yanlış bir nakış”

Bin bir düğümlü bu muammayı çözmek kolay değil.

Çeşit çeşit riyâ var üstüne giyip giyip çıkardığın -ki her birinin kullanım yeri başka-

Hepsini sırtından sıyırıp üstüne samimiyet gömleğini yakıştırmak hiç kolay değil…

“Ben sana iyiyim sen de bana ol iyi” diyorsun amma

Hesapsız kitapsız mutlak “iyi” olmak asla kolay değil.

Bildiğini sanıyor hemen herkes her şeyi

Bu kadar “bilgiç” in içinden çıkıp Yûnus misâli “ben bilmem” demek kolay iş değil!

Çıkıp gitmek istiyorsun, kuşlara özeniyorsun ne kadar özgürler diye.

Fakat bilmiyorsun ki uçmak için o kadar kanat çırpmak da hiç kolay değil.

Sadece beşerdin doğduğunda kâh düşe kalka kâh emekleye emekleye

insanlık yolunda şaşmadan yürümek kolay değil.

Ne dünün yükünden kurtulabildik ne yarının endişesinden,

Sırtında bir kambur gibi taşıdığın  ağırlıkla

bu hayat yokuşunu tırmanmak kolay değil…

Çoğu kez ağlatan da sensin ağlayan da sen,

Kendinden kendine kaçıp sığınmak kolay değil!

Abdâl olmak gerek diyorsun; varlığı hiçliğe kurban ederek.

Fakat abdâl; bedel ödeyendir

Bir kere daha düşün derim,

cânân için cândan geçmek hiç kolay değil..!

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler