Troller, Algılar ve Gerçekler!
Maruf Taşkıran Yazdı...
İnsanoğlunun neredeyse var olduğu günden bugüne kadar, günlük yaşam döngüsünde bir grubun bir başka grup üzerinde tahakküm kurma hayali olmuştur. Gruplar arasındaki çekişmeler din, millet, toprak ve daha nice sebepler üzerinden olagelmiştir. Tahakküm altına alma hırsı bir süre sonra mutasyona uğrayarak, mikro düzeyde babanın aile bireyleri üzerinde, güçlü olan daha zayıf olanın üzerinde, patronişçisinin üzerinde sirayet etti.
Son zamanlarda tahakküm etme hırsı, önündeki tüm setleri kırarcasına hayatımızın her alanına nüfuz etti. Bir birimize tahammül edememe, karşımızdakinin söylediklerine kulağımızı ve gönlümüzü kapatarak adeta Çin seddinden daha yüksek ve kalın duvarlar ördük. Karşımızdakinin bizim açımızdan ‘’ öteki ‘’ olması, söylediği tüm doğruları kıymetsiz hale getiriyor. İletişim çağında olmamız, doğru bilgi ile yalan bilgiyi ayırt etme şansımız çok yüksek olmasına rağmen yalanın itibar gördüğü bir süreci yaşıyoruz.
Özgür bireyin özgürlük alanı diye lanse edilen sosyal medya mecraları yalan haber, itibar suikastçileri ve aslı astarı olmayan haberin bir fazla tık alması için insanları manipüle eden trollerden geçilmiyor. İnsanların hassasiyetlerini kaşıyarak telafisi mümkün olmayacak derecede fay hatlarını döşüyorlar. Aslında bu konularda şerbetli olmamıza rağmen defaten aynı kısır döngüye girmemiz de ayrı bir ironi.
‘’Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamamak’’ gibi çok güzel bir ifadeyle, çağımızda daha da azgınlaşan yalana itibar son sürat devam ediyor. Sosyal medyada önümüze çıkan her haberi doğruymuşçasına sahipleniyoruz.Halbu ki doğrunun er ya da geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyu var! Tarafgirlik adına doğru olana itibar etmemek ise ‘’ama - amalar’’ ile başlayan sığ ve anlamsız cümleler ile adeta üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Komşularımız, arkadaşlarımız, dostlarımız ve aile bireylerimizle içine girdiğimiz bu anlamsız savaşı sona erdirmek zorundayız. Birbirimizi ötekileştmeden, fikirlerine katılmasak bile kendisini ifade edebilme özgürlüğünü hisseden ve yaşayabilen bir ortam sağlamalıyız. En önemlisi de karşımızdakini ikna etme kaysına girmeyelim.
Yazımı İmam-ı Şafi Hazretlenin kıymetli tavsiyesi ile bitirmek istiyorum.
İmam-ı Şafi’ye sormuşlar; Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız ? Demiş ki: ‘’ Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak eline götürür.’’
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.