Durulmayan doğu… Ortadoğu!

Bu yaşlı dünyada en kadim medeniyetlerin beşiği olan, tüm semavi dinlerin indiği, geliştiği ve dünyaya yayıldığı en mümbit toprak parçası, en uzun insanlık hikâyesi! Sayısız devlet ve imparatorlukların mezarlığı! Doğunun ortası, ortanın doğusu! Kime ya da neye göre Ortadoğu. İnsanlık aleminin ana vatanı olan bu coğrafya bizim kadim medeniyetimizin dilinde;  Hicaz, Mezopotamya, Arap yarım adası, Biladü’ş-şam, gibi bölgelerden oluşan bir diyardır ve nevi şahsına münhasır adlar taşımaktadır. 20. yüzyıla kadar bu isimlerin yekûnu olan coğrafyanın ismi Ortadoğu oldu ve bu makûs tarih, talih değişmeden devam etti. Kan gölüne dönen bu coğrafya artık medya haberlerinin ilk sırasında ve yüzlerce ölümlü eylemin yapıldığı yer olarak anıldı. Bitip tükenmek bilmeyen savaşlarda kendi öz evlatlarının kanlı hesaplaşmasına şahit oldu. Olmaya devam ediyor.

Amerika tarafından bir operasyon ile öldürülen Kasım Süleymani. İran Devrim Muhafızlarının efsanevi komutanı. Karizması ve yaptıkları ile Şii dünyanın gönlüne taht kuran bir kahraman(!). Suriye, Irak, Lübnan’da nüfuzu çok fazla olan bir komutan. İran’ın resmi ve meşhur Generali(!).

Amerika, Bağdadiyi öldürdükten sonra Şiilerin kahramanı ve meşru bir devletin Generalini de öldürdü. Biri Sünni, biri Şii! İlginç bir tesadüf değil mi?

Işid ve Haşdi şabi gibi örgütleri kontrol eden iki adamı yok etti. Bunlardan biri gayri meşru bir örgütün lideri iken diğeri hem gayri meşru bir örgüt lideri hem meşru bir devletin generali. Amerika bir denklem kuruyor ve bu denklemde Bağdadi ve Kasım Süleymaniye yer yok.

Ortadoğuda kaynayan kazanın altına yeniden odun sürüldü ve ateş daha da harlandı, her tarafta savaş çanları çalıyor. Yıllardır savaş içinde yoğrulan bu coğrafyanın bir savaşı daha kaldırma imkanı yok.

Amerika’nın art arda yaptığı bu suikastların elbet bir karşılığı olacak ve kartlar yeniden karılacak. Türkiye bu denklemde nerede duruyor bunu zaman gösterecek.

İranlı General Süleymani’nin vurulması haklı veya haksız bir sebebe dayanıyor olabilir, Süleymani bu suikastı fazlasıyla hak etmişte olabilir, ama Amerika uluslararası hukuku ihlal ederek kötü bir gelenek başlatmış durumdadır. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, hukukun ihlali olduğu gibi dünyayı daha da güvensiz bir hale getirmiştir. Yakında devlet başkanlarına dahi suikast yapılmasının, meşru insanların büyük ve güçlü devletlerce ortadan kaldırılmasının önü açılmıştır. Hukuk tanımayan Amerika, hukuksuzluk işini iyice azıya almıştır. Sorun İranlı bir general meselesi değil (ölmeyi çok hak etmiş olmasına rağmen) Amerika’nın hukuk tanımama meselesidir. İnsanlık aleminin binlerce yılda oluşturduğu değerlerin, Amerika ve batı tarafından ihlal, imha veya yok sayılması; başta insanlık alemi olmak üzere tüm dünyaya bir ihanettir. Mesele Kasım Süleymani veya Bağdadi ya da bilmem hangi lider meselesi değildir, mesele şımarık Amerika’nın kovboy kafası ile koca bir coğrafyayı kana bulaması ve bunu hiçbir hukuki veya insani bir nedene dayandırmıyor olması meselesidir. Bu olaylar karşısında suskun kalan ülkeler yeni ve daha derin suikastlare kapı açtıklarını, devlet başkanlarının dahi kendi saraylarında güvende olmadıklarının farkına varmaları gerekir. En kötü hukuk, hukuksuzluktan iyidir.

Binlerce insanın katili olan Kasım Süleymani hak ettiği sonu bulmuştur. Ama bunun Amerika gibi ceberut ve hukuk tanımaz başka bir teröristin eli ile olması kötü bir durumdur. Yeryüzünün en büyük teröristi Amerika’dır. Bunu defalarca ispat etmiş olmasına rağmen, Sünni blokta bu suikastta alkış tutulması ise bir akıl tutulmasıdır. Kasım Süleymani’yi yargılayıp idam edecek bir hukuk lazım bize, teröristin hukuku değil. Her zalimin bir deccalı vardır ve bazı zalimler kâfirler tarafından ortadan kaldırılır. Ama bunu hukuksuzluk içinde yapmak çok ama çok tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Amerika için yeni bir Ortadoğu lazım ve onu elde etmek için daha çok suikast yapacak sanırım. Yeryüzünde kendi katillerini oluşturup sonra imha eden en büyük terörist Amerika Birleşik Devletleridir. Lütfen dikkat edin…